| Kendileri dönünce sizi arayacak. Hesap ödendi . | Open Subtitles | سيتصل بك حينما يعود الفاتورة دُفعت |
| - Ne için? DüSüncelerin için. En yüksek fiyat ödendi. | Open Subtitles | لأفكارك الأسعار الضخمة دُفعت |
| Kefaletiniz ödendi. | Open Subtitles | لقد دُفعت كفالتكَ. |
| Dün piyango biletine beş dolar ödenmiş. | Open Subtitles | بطاقة يانصيب دُفعت أمس بقيمة 5 دولارات |
| Para ödenirse, beni bırakacaklarını söylediler. | Open Subtitles | أخبروني انهم سيطلقوا سراحي لو دُفعت النقود |
| Biz şimdiye kadar, seemanın, o binadan düştüğüne inandık Veya o, aşağı itildi. | Open Subtitles | حتى الآن إعتقدنا بأن سيما سقطت من تلك البناية أو أنها دُفعت من أعلى. |
| Yatak odamızın balkonundan ya atlamış ya da atılmış. | Open Subtitles | إما أنها قفزت أو دُفعت من شرفة غرفة النوم |
| Kefaletin ödendi. | Open Subtitles | دُفعت كفالتك، تم إطلاق سراحك |
| - Kefaletin ödendi. | Open Subtitles | -لقد دُفعت كفالتك |
| ödendi. | Open Subtitles | لقد دُفعت. |
| Bohm, kefaletin ödendi. | Open Subtitles | بوم)، لقد دُفعت كفالتك). |
| Keefe, kefaletin ödendi. | Open Subtitles | (كيف) .لقد دُفعت كفالتك |
| Vergi borcum tamamen ödenmiş. | Open Subtitles | يقول ان الضريبه دُفعت بالكامل |
| - Bu doğru değil. O uyuşturucuların parası ödenmiş ve alınmıştı. - Sen... | Open Subtitles | -هذا ليس صحيحاً، دُفعت قيمة تلك البضاعة |
| Yalnız eskiden kimseyi öldürmemiş. Fidye ödenirse kurbanları sağ salim bırakıyormuş. | Open Subtitles | بإستثناء أنّه لم يقتل أحداً عندذاك، إذا دُفعت الفدية، تعود الضحيّة سالمة. |
| Yalnız eskiden kimseyi öldürmemiş. Fidye ödenirse kurbanları sağ salim bırakıyormuş. | Open Subtitles | بإستثناء أنّه لم يقتل أحداً عندذاك، إذا دُفعت الفدية، تعود الضحيّة سالمة. |
| Ama en azından 60 metreden düştüğü için... 16. kattan atılmış. | Open Subtitles | ولكن نظراً لأنّه لا يزال عليها السقوط ما لا يقل عن 60 متراً... لقد دُفعت من الطابق الـ 16. |