"ذاهبان" - Translation from Arabic to Turkish

• gidiyoruz
• gideceğiz
• gideceğimizi
• gidiyor
• çıkıyoruz
• gittiğimizi
• gidiyorlar
• gidiyorduk
• gidecektik
• gittiğimiz
• gittiğinizi
• gittiklerini
• gideceklerini
• gitmiyoruz
• gidiyordunuz

Anne, baba... Kaka ve ben Amerika'ya, Süpermen'i görmeye gidiyoruz.
بابا , ماما انا وكاكا ذاهبان الى امريكا للقاء سوبرمان

Onu kuzeye götürebilirsin, ama kız ve ben güneye gidiyoruz.
يمكنك أخذه شمالا لكنها وأنا ذاهبان جنوبا

Karımla bazı işlerimizi halletmek için Bisbee'ye gidiyoruz.
أنا و زوجتي ذاهبان إلى بيسبي لتسوية بعض المشاكل

Haftaya California'ya gideceğiz.
هل تعلمان شيئاً لم أخبركما أننا ذاهبان إلى كاليفورنيا الأسبوع القادم

Kocana bu akşam nereye gideceğimizi söylemiştik?
أين أخبرنا الرجل العجوز أنّنا ذاهبان الليلة ؟

Yarbay, nereye gidiyoruz?
هل أتت سيارة الأجرة بعد؟ إلى أين نحن ذاهبان أيها الكولونيل؟

Beni istiyor, yani birlikte gidiyoruz.
لقد قال انه يريد استعادتي لذا نحن ذاهبان

Beni sinirlendirme. Morga gidiyoruz.
لا تشجعني على قتلك فنحن ذاهبان إلى المشرحة

Carol'la birlikte Mısır'a gidiyoruz. Sfenksleri görmeye.
كارول وأنا ذاهبان إلى مصر لرؤية أبو الهول

Albay ve ben durumumuzu değerlendirmek için özel bir göreve gidiyoruz.
العقيد و أنا ذاهبان في مهمة خاصة للاطمئنان على مواقعنا

Bavulunu hazırla bebeğim, geleceğe gidiyoruz.
جهزي الحقائب حبيبتي, نحن ذاهبان الى المزايا و الخدمات

nereye gidiyoruz doktor ow,hiçbiryere.
إلى أين نحن ذاهبان أيها الطبيب؟ لن نذهب لأيّ مكان

Doğru yöne mi gidiyoruz?
. انتظر للحظة هل نحن ذاهبان بالإتجاه الصحيح ؟

Sürekli gidip duruyoruz. Nereye gidiyoruz?
ولكننا نذهب هنا و هنا, يا رجل الى نحن ذاهبان ؟

Bu gece daha iyi bir şey yapacağız. Hokkabazlık yap ya da bir şey ikram ete gideceğiz.
حسناً، الليلة نحن ذاهبان لنفعل شيئاً جيّداً سنذهب لفعل الخدعة أو العلاج

Annenle ben Salı günü şehre gideceğiz.
حسناً, أنا و أمكِ ذاهبان إلى المدينة في يوم الثلاثاء لقضاء عطلة نهاية أسبوع طويلة

Panah'la birlikte annenlere gideceğimizi söylemek istedim.
أردت أن أخبرك أنني وباناه ذاهبان إلى أمك

Sex yapmaya gidiyor. Kulaklarını temizletmelisin.
إنهما ذاهبان فوق ليمارسا الجنس إنزع الشمع من أذنيك

- Lavon Wade ve ben Pascagoula'ya yolculuğa çıkıyoruz.
لافون وايد وانا ذاهبان برحله سنذهب الى مكان يدعى باسكاجولا

Sormamıza gerek yok. Nereye gittiğimizi biliyorum.
لا يوجد داعى للإستفسار عن الإتجاهات انا أعلم إلى أين نحن ذاهبان

Ama bu sabah bir kumar gemisine gidiyorlar.
ولكنّهما، آه، ذاهبان في رحلة قمار بحرية هذا الصباح.

Hayır, sana söz verdiğim gibi, sana anlattığım o yere gidiyorduk.
كلا، نحن ذاهبان لذلك المكان الذي أخبرتك عنه كما وعـدتـكِ

İş arkadaşlarınla görüşmeye gidecektik, aslında.
في الواقع، نحن ذاهبان لمقابلة زميليك.

Sen daha bizim nereye gittiğimiz bile bilmiyorsun.
أوه، أنت لا تَعْرفين حتى أين نحن ذاهبان! ْ

Siz iki korkak nereye gittiğinizi sanıyorsunuz?
إلى أين تعتقدان أنكما ذاهبان أيها الصغيران؟

İki insan çıktığında, alışıla gelmiş olan, ikisi de... - ...nereye gittiklerini bilirler.
إنه مألوف أنه عندما يخرج شخصان معاً كلاهما يعلم إلى أين هما ذاهبان

Kostümlü partiye gideceklerini söylemeyi isterim ama anlaşılan pijamaları.
كنت أود أن أخبرك أنهما ذاهبان لحفل تنكري، لكن يبدو أنها ألبسة نومهما

Yemeğe çıkıyoruz, Beyaz Saray'a gitmiyoruz herhâlde.
إنها ليلة المواعدة، لسنا ذاهبان للبيت الأبيض

Evet, ikiniz bir şeyler içmeye gidiyordunuz.
أجل, كنتم أنتما الإثنان ذاهبان لتناول الشراب