| İnsanlar darülacazeden bahsetti ama dinlemedim. | TED | ذكر لي الناس مأوى رعاية المحتضرين ولكنني لم اسمع لهم |
| - Sana ulaşmaya çalıştığından bahsetti. | Open Subtitles | هو فقط ذكر لي من أنه كان يحاول الوصول إليكِ |
| Evet, birkaç kez bana ondan bahsetti. | Open Subtitles | .. أجل , ذكر لي ان له بضع مرات |
| Hayır, o bana, benim hesaplarımı 97'den 98'e yöneten Mike Cable denen adamı hatırlattı. | Open Subtitles | لا، ذكر لي فقط رجل أعرف دعا مايك كابلات و الذين لم حساباتي من '97 '98 ل. |
| - Bunu bana ilk kez anlatıyorsun. | Open Subtitles | هذه هي المرة الأولى التي تقوم فيها حتى ذكر لي. |
| Eve en son geldiğinde dava açacak kadar yaklaştığını söylemişti. | Open Subtitles | آخر مرة كان في المنزل ذكر لي بأنه كان يقترب من إدانات |
| Bu arkadaşım bana bir keresinde bir terapi grubunun olduğunu söylemişti şey insanlar için... | Open Subtitles | ذلك الصّديق قد ذكر لي ذات مرّة بأنّه يُدير مجموعةً لمُعالجة الأشخاص الّذين... |
| Ve karısıyla beraber kızı için bir uyuşturucu refakatçisi aradıklarından bahsetti. | Open Subtitles | وقد ذكر لي أنه يريد هو و زوجته أن يجدوا ل (كيلي)مرافق للإدمان |
| Oğlum bana şundan bahsetti. | Open Subtitles | اذاً ذكر لي ابني أنه |
| "Truman Protokolü."diye bir şeyden bahsetti. | Open Subtitles | (لقد ذكر لي شيئًا ما يتعلق بـ(بروتوكول ترومان |
| - bana ilk söz ettiğin kişi Tristan'dı. - Evet. | Open Subtitles | الوحيد الذي كنت قد ذكر لي هو تريستان. |
| Adam uğramamda bir sakınca olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | لكنه ذكر لي أنه مفيد لي أن آتي للزيارة |
| Yolda gelirken garip bir şey söylemişti. | Open Subtitles | لقد ذكر لي شيئاً في الطريق لقد قال |