| Anesteziye ve bilinç araştırmalarına ilgi duymamın nedenlerinden biri bu. | Open Subtitles | و ذلك أحد الأسباب التي جذبتني إلى علم فقد الاحساس و دراسة الوعي |
| En sevdiğim özelliklerinden biri bu. | Open Subtitles | ذلك أحد الأشياء التي أحبها فيك |
| En değerli eşyalarımızdan biri o, değil mi? | Open Subtitles | يا آلهى ذلك أحد كنوزنا , أليس كذلك ؟ |
| Ah, Tanrım. En değerli eşyalarımızdan biri o, değil mi? | Open Subtitles | يا آلهى ذلك أحد كنوزنا , أليس كذلك ؟ |
| Kontrolü yeniden ele almak istediklerini söylediler, ki bu seçim çalışmalarında sloganlarından biriydi. | TED | قالو إنهم يريدون استعادة السيطرة مرة أخرى، وكان ذلك أحد الشعارات في الحملة. |
| Bu tüm yılın en iyi günlerinden biriydi ve neredeyse tamamen unutmuştum. | Open Subtitles | كان ذلك أحد أفضل أيام السنه و كدت أنساه تماماً |
| Kaçıranlardan biri oydu. | Open Subtitles | ذلك أحد الخاطفين. |
| Kaçıranlardan biri oydu. | Open Subtitles | ذلك أحد الخاطفين. |
| Ekibimden biri bu. | Open Subtitles | ذلك أحد أفراد فريقي |
| Ekibimden biri bu. | Open Subtitles | ذلك أحد أفراد فريقي |
| Benim onu sevmememin nedenlerinden biri o. Ama ben sıkı bir hayvan severim. | Open Subtitles | ذلك أحد الأسباب أنا مناصرة للحيوانات، لذا... |
| Bu benim bebeklerimden biriydi. | Open Subtitles | كان ذلك أحد الأشياء التي أبرع فيها. |
| İlk yaptığım şeylerden biriydi. | Open Subtitles | ذلك أحد الأشياء التي استهللتُ بها. |
| - O, seçimdeki görevlilerden biriydi. | Open Subtitles | كان ذلك أحد... عمّال الاقتراع |