| Bu soyguna dahil oldu, bunu kabul ettin, öyle değil mi? | Open Subtitles | هو واحد من السارقين موافق على ذلك , أليس كذلك ؟ |
| Ah Carly'cim. Bekleyip, görmen gerekiyor, öyle değil mi, Sean? | Open Subtitles | حسناً , عليك فقط الانتظار لتعرفي ذلك, أليس كذلك ؟ |
| Çok uzun yoldan geldin, öyle değil mi? | Open Subtitles | أنتَ جئت من مكان أبعد من ذلك أليس كذلك ؟ |
| Sen de aynı şeyi düşünüyorsun değil mi? | Open Subtitles | لهذا المزيج الغير مُتجانس يجب أن تشاركها ذلك أليس كذلك ؟ |
| Pentagon'daki koordinatlar. Bu konuyla ilgiliydi, öyle değil mi? | Open Subtitles | أصحاب الأوامر فى البنتاجون كانوا يريدون ذلك أليس كذلك ؟ |
| Bunları geri getiremeyiz bunu biliyorsun öyle değil mi? | Open Subtitles | لا نستطيع التعويض عن ذلك و أنت تعلم ذلك, أليس كذلك ؟ |
| Anneanne donlu kız anlar. öyle değil mi anneanne donlu kız? | Open Subtitles | صـاحبة اللبـاس الداخلي للعجـائز تتفهم ذلك أليس كذلك صـاحبة اللبـاس الداخلي للعجـائز ؟ |
| Bunda kötü bir şey yok, öyle değil mi, Harold? | Open Subtitles | ليس هناك أي شيء خطأ في ذلك أليس كذلك يا هارلود ؟ |
| Emin olamazdı gerçi, öyle değil mi? | Open Subtitles | و لكن لمْ يكُ واثقاً من ذلك, أليس كذلك ؟ |
| Hadi! Bakmak istiyoruz, öyle değil mi? | Open Subtitles | هيا ، نحن نريد أن نفعل ذلك أليس كذلك ؟ |
| Ama yapan sendin, öyle değil mi? | Open Subtitles | بينما أنت من فعل ذلك أليس كذلك ؟ |
| Hala onu düşünüyorsun değil mi? | Open Subtitles | ما زلتِ تفكرين في ذلك أليس كذلك ؟ لقد شاهدناه يموت |