| Ne kadar uzun sürerse, o dağın içinde o kadar insanımız ölecek. | Open Subtitles | كلما طال إنتظارنا , المزيدُ من قومنا يموتون في داخل ذلك الجبل. |
| Ama o dağın içinde her ne araştırıyorsanız, uzak uzay ya da her neyse,... ..gerçeği kadar heyecan verici olamaz. | Open Subtitles | لكن مهما كان الذى أنتى تحلليه فى ذلك الجبل و الفضاء البعيد أو أليس بعيد لا يمكن أن يكون مثير كالشيئ الأصلى |
| O yolda yürüdüm o dağa tırmandım ve yıldızlara ulaştım. | Open Subtitles | أجل لقد مشيت ذلك الطريق السريع تسلقت ذلك الجبل , وصلت إلى النجوم |
| Tatlım, o dağda ne yaptığınız umurumda değil. | Open Subtitles | حبيبتى , انا لا أهتم بما تفعلية فى ذلك الجبل |
| Şu dağın tepesinde operasyondalar. | Open Subtitles | هناك بعض الحركة على بعد 5 أميال من ذلك الجبل |
| şu dağa tırmansak, tepelere ulaşsak sonra da karlardan yürürüz, ve nehirden geçmemiz gerekmez. | Open Subtitles | فوق هذه الحافة إلى ذلك الجبل نتسلق تلك المنحدرات ثم نمشي عبر ذلك الجسر الثلجى ونتفادى النهر جملة |
| Şu dağda olmuştu değil mi? | Open Subtitles | حدث هذا بأعلى ذلك الجبل أليس كذلك؟ |
| Şu an da bu dağın zirvesine kadar ki yolumuzu açıkca görebiliyoruz. | TED | نستطيع أن نرى طريقنا الآن واضحًا لقمة ذلك الجبل |
| Aradığın kız, o dağın içinde. | Open Subtitles | إن الفتاة التي تبحث عنها هي بداخل ذلك الجبل |
| Vericiyi o dağın zirvesinden ateşlemelisin. | Open Subtitles | يجب أن تبعث اللاسلكي من على قمة ذلك الجبل. |
| o dağın yukarısında ve dürüst olmak gerekirse... | Open Subtitles | الطريق طويل إلى ذلك الجبل وإذا كنت صريحاً |
| Aslında, o dağın üzerinde nehir vahşileşir,muy peligroso... şelaleler, hızlı akıntılar. | Open Subtitles | فى الواقع، أعلى ذلك الجبل... النهر يصبح ثائراً، محفوف بالمخاطر للغاية... شلالات، منحدرات نهرية. |
| Ve dün! o dağa o kadar hızlı nasıl tırmandın? | Open Subtitles | وبالأمس ، كيف تلقت ذلك الجبل بهذه السرعه ؟ |
| - o dağa geri dönüyoruz. | Open Subtitles | والآن سوف نصعد إلى أعلى ذلك الجبل مرة أخرى. |
| "Güzel, kontrolu sen al ve o dağa doğru uç." | TED | و قال، " حسن، خذي دفة القيادة و توجهي نحو ذلك الجبل." |
| Hayatımın geri kalanını onunla geçirmem gereken bir adam var o dağda. | Open Subtitles | ثمة رجلٌ في ذلك الجبل أنوي أن أقضي ما تبقى من حياتي معه |
| o dağda saklandın çünkü bir şeyi telafi etmen gerektiğine dair bir hissin vardı. | Open Subtitles | تعلم أنّك اختبأت في ذلك الجبل لأنّك شعرت بالحاجة لتكفر عن شيء ما. |
| Şu dağın oradan geçerek yolu 2 gün kadar kısaltabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا العبور من خلال ذلك الجبل ونختصر يومين. |
| 35 yıldır işe yürüyerek gelirim ve Şu dağın kesinlikle önceden daha sağda olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أذهب للعمل طوال الـ35 عام الماضية وأنا أخبرُك أن ذلك الجبل كان تماماً.. |
| Birin bana onları şu dağa attıklarını söylese... bir yolunu bulur... tepesine çıkardım. | Open Subtitles | لو كان هناك أحد ما ليخبرني بأنهم قد رموا بالجثث عند قمة ذلك الجبل فانني سأجد طريقة لكي أصل بها الى تلك القمة |
| Şu dağda. | Open Subtitles | ذلك الجبل . |
| Bu adam her gün sırasında oturup kusursuz devamlılık belgesi alsaydı bu dağın tepesine çıkabilir miydi? | Open Subtitles | كان سيصل إلى قمة ذلك الجبل إطلاقا لو جلس في طاولته كل يوم وحسب ليربح شهادات الحضور المثالي؟ |
| Seni o dağ başından kurtarabiliriz | Open Subtitles | يمكننا مساعدتك في الذهاب إلى جانب ذلك الجبل. |
| Ama gözümü bile zor açarken nasıl dağdan aşağıya ineceğim? | Open Subtitles | كيف تتوقع منا تسلق ذلك الجبل ؟ على رجلينا ؟ |