| Törenlerde, bu genç erkek ve kadınlar mezun olduklarında, o kalemi büyük bir gururla alarak ceplerine koyuyorlar. | TED | وفى الأحتفالات، حينما يتخرج هولاء الشباب من الرجال و النساء فإنهم يحملون ذلك القلم بفخر عظيم، ويضعونه فى جيوبهم. |
| o kalemi geri falan vermeyecek. | Open Subtitles | انه ليس ستعمل يعود ذلك القلم. |
| o kalemi hareket ettirmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول تحربك ذلك القلم |
| Sen de üzerinde diş izi olan kalem var değil mi? | Open Subtitles | هل لديك ذلك القلم الذي به آثار أسنان؟ |
| Bu o sevdiğin kalem. Aile yadigarıdır. | Open Subtitles | إنّه ذلك القلم الذي أحببته، إنّه إرث. |
| o kalemi alacağım! | Open Subtitles | أريدُ ذلك القلم |
| Getir o kalemi! | Open Subtitles | احضري لي ذلك القلم |
| Yaparken, o kalemi görüyordum... | Open Subtitles | وطوال الوقت ...كنت أرى ذلك القلم |
| Bana o kalemi ver. | Open Subtitles | أعطني ذلك القلم |
| Miller, o kalemi yerine koy. | Open Subtitles | (فيلي) ضع ذلك القلم. |
| İmza atmak için kullandığım kalem yanında mı? | Open Subtitles | ألديكَ ذلك القلم الذي أوقّع به الوثائق؟ |
| Sarah'nın gitmesi gereken yol, sadece bir kalem almak için oldukça uzundu. Bir de tüm şu ülser olayı-- | Open Subtitles | ظللتُ أفكّر أنّ هناك طرق أخرى لـ(سارة)، لتأخذ ذلك القلم. |
| Brenda, bana kalem ver. | Open Subtitles | براندا أعطني ذلك القلم |