| bunu kendi başıma inşaa edeceğimi düşünerek delirmiş olmalıyım. | Open Subtitles | من الممكن أن أكون مجنون، أفكر في بناء كل ذلك بنفسي |
| bunu kendi başıma yapamam. | Open Subtitles | حسناً , انا لا استطيع فعل ذلك بنفسي |
| Hepinize güveniyorum ama, ama bunu kendim halletmeliyim. | Open Subtitles | أعلم أنكم ستساعدوني جيداً لكن يجب أن أعمل ذلك بنفسي |
| Gecenin içinde yapayalnızken bunu kendim yazdım. | Open Subtitles | كَتبتُ ذلك بنفسي عندما كُنْتُ وحدي في الليلِ |
| Daha da ilginci, şu insanlar vardı, şu arıcılar, arılarını ailelerini sever gibi seven insanlar. Kitabı elimden bıraktığımda, bunu kendi gözlerimle görmem gerekiyordu. | TED | والغريب، هم النحالون الذين أحبوه كفرد من عائلاتهم، وعند انتهائي من قراءة الكتاب، علمت أني أود رؤيت ذلك بنفسي. |
| Babam buraya bir süre önce geldi ve harika bir yer olduğunu söyledi ben de kendim gelip görmek istedim. | Open Subtitles | أبي جاء هنا قبل فترة وأخبرني بأنهُ مكان مذهل، لذا، اتيت لأرى ذلك بنفسي. |
| İş için bu kadar çok yurtdışına çıkmadığımda ben de yapmalıyım. | Open Subtitles | ينبغي أن أفعل ذلك بنفسي فيما لا أملك الكثير من الوقت، حيث العمل |
| Ben ya katilim ya da toplu katliamı önleyen biriyim ama bunu ben yaptım. Ben. | Open Subtitles | أنا إما قاتل أو شخص قام بردع سفاح لكنّي فعلتُ ذلك بنفسي |
| Buna kendim karar verdim. | Open Subtitles | لقد قررت ذلك بنفسي |
| Ama bunu kendime kabul ettirmem lazımdı. | Open Subtitles | كان يجب أن أستفيق من ذلك بنفسي |
| Ancak Bunu tek başıma yapamazdım. | TED | ومع ذلك، لم أستطع فعل ذلك بنفسي. |
| Aslında, herhalde siz gelmemiş olsaydınız kendi başıma da halledebilirdim, ama yine de teşekkürler. | Open Subtitles | كنت على الأرجح فعل ذلك بنفسي هذا إن لم تظهروا لكن شكراً |
| bunu kendi başıma yapamam. | Open Subtitles | حسناً , انا لا استطيع فعل ذلك بنفسي |
| Her neyse, neden bunu kendi başıma halletmiyorum? | Open Subtitles | أجل، لمَ لا أفعل ذلك بنفسي فحسب؟ |
| bunu kendi başıma asla beceremezdim. | Open Subtitles | شكراً انا لا يمكن أن أفعل ذلك بنفسي |
| Tamam sen bilirsin o zaman çünkü bunu kendim de yapabilirim. | Open Subtitles | إذن فاخرج ، لأنني يمكن أن أفعل ذلك بنفسي |
| Bana yardım etmen gerekiyordu. bunu kendim yüklemem gerekti. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تساعدني كان عليّ أن أحمّل ذلك بنفسي |
| Ben yeriz dan Mayos bir çift ameliyathane ve bunu kendim yapacağım . | Open Subtitles | سأحضر مقص من غرفة العمليّات و أفعل ذلك بنفسي |
| Daha sonra kendi gözlerimle gördükten sonra bile hala inanmıyorum. | Open Subtitles | وحتى بعد أن رأيت ذلك بنفسي ، ما زلت لا اصدق ذلك. |
| Öyledir. Bu akşam partinizde kendi gözlerimle göreceğim. | Open Subtitles | افترض أني سأرى ذلك بنفسي في حفلتك هذه الأمسية |
| kendi gözlerimle görmem gerekiyordu. | Open Subtitles | كان علي أن أرى ذلك بنفسي لأصدق الأمر |
| Güzel, ben de kendim dönerim. | Open Subtitles | حسناً .. سأفعل ذلك بنفسي |
| ben de tam bunu düşünüyordum! Çalıntı bir araba ihbarı yapacağım! | Open Subtitles | كدت أفعل ذلك بنفسي أخبرهم عن سيارة مسروقة |
| Çünkü bunu ben de hâlâ öğrenmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | هذا لأنّني مازلت أحاول إكتشاف ذلك بنفسي. |
| Sanırım Buna kendim cevap verebilirim. | Open Subtitles | - اعتقد انني استطيع الاجابه عن ذلك بنفسي. - نعم ,هل هو... |
| Ama daha kötüsü bunu kendime ben yaptım. | Open Subtitles | لكن الأسوأ أني فعلت ذلك بنفسي |
| Bunu tek başıma yapamam. | Open Subtitles | لا استطيع إنجاز ذلك بنفسي |
| Evet, ama burada takılmaktan başka yapacak bir şeyimiz yoksa kendi başıma da yapabilirim. | Open Subtitles | أجل، لكن إذا كنّا لا نفعل شيئاً بإستثناء المكوث هنا... يمكنني فعل كلّ ذلك بنفسي. |
| Ya çalışma saatlerini değiştir... ya da evine gelir kendim hallederim bahar geliyor umarım güneş kremin su geçirmiyordur | Open Subtitles | قم بتغيير المؤقت؟ أو سأتي الى منزلك وسأفعل ذلك بنفسي. الربيع قادم. |