| Maria işte o zaman benim bir avukatım var dedi. | Open Subtitles | ذلك عندما قالت حسناً أنا متأكدة جداً أنني لدي محامي |
| o zaman oğlunun tanınması için Kilise'den yardım istediğini öğrendim. | Open Subtitles | ذلك عندما علمت بمسعاها لجعله ابنا شرعيا عن طريق الكنيسة. |
| o zaman biz burada değildik, şimdi buradayız , değil mi? Git! | Open Subtitles | لقد فعل ذلك عندما لم نكٌن هنا لكننا معك الأن , إذهب |
| - İşte o sırada olan oldu. - Yeni arabamı görmek ister misin? | Open Subtitles | ـ ذلك عندما حدث ما حدث ـ هل تريد أن ترى سيارتي الجديدة |
| Birlikte olmaya başladıktan Sonra aramızda güçlü bir bağ oluştu. | Open Subtitles | وبعد ذلك, عندما صرنا معا, تولدت تلك المشاعر القوية بيننا. |
| Peki adam o anda hisse senedi almak isterse ne olacak? | Open Subtitles | ماذا يحدث بعد ذلك عندما يريد الشخص أن يبتاع المخزن؟ |
| İşte o zaman diğer kızları; kız kardeşim gibi çocuğu olan, okula gitmiş ama okumayı ve yazmayı unutmuş olan kızları aradım. | TED | كان ذلك عندما كلمت فتيات أخريات مثل أختي ممن لديهن أطفال كنّ في الصف لكنهن نسين القراءة والكتابة |
| Darfur hakkındaki ilk şiirimi de o zaman yazdım. | TED | كان ذلك عندما كتبت أول قصيدة لي عن دارفور |
| Gittiklerini anlarsınız. o zaman ovaya doğru gidin. | Open Subtitles | ستعرفون متى سيحدث ذلك عندما يفعلون ذلك، اخرجوا الى السهول |
| İnsanlar öldürülürse, o zaman Kent Haberleri'nde yazarız. | Open Subtitles | لما الناس يتقتلوا، ذلك عندما نَطْبعُه بالمترو. |
| Benden büyüklerle takılmaya o zaman başladım. | Open Subtitles | ذلك عندما بَدأتُ أولاً مُصَاحَبَة أولئك الزملاء الأكبر سنّاً، لِعْب الكرة. |
| Babamı ilk o zaman görmüş. | Open Subtitles | ذلك عندما كانت المرَة الأولى التي رأت فيها أبي |
| Her şeyin bittiğini sandık, işte o zaman kurtarma timini duyduğumuz zamandı. | Open Subtitles | واكتشفنا أن كل شيء انتهى وكان ذلك عندما سمعنا فريق الإنقاذ |
| Her şeyin bittiğini sandık, işte o zaman kurtarma timini duyduğumuz zamandı. | Open Subtitles | واكتشفنا أن كل شيء انتهى وكان ذلك عندما سمعنا فريق الإنقاذ |
| İşte sesimi o zaman buldum. | Open Subtitles | لكن أحترفت في الكليّة. ذلك عندما وجدت صوتي الحقيقي. |
| o zaman da Vermont'ta mı oturuyordunuz? | Open Subtitles | هل كان ذلك عندما إنتقلتم للعيش في فيرمونت؟ |
| İnsanların yerlerinde o zaman isterim. - Lütfen. | Open Subtitles | لقد بدأنا الفصل في الثامنة وخمس دقائق ذلك عندما أخذ الطلاب مقاعدهم |
| İşte o zaman resmi çekilir Bay Quincampoix! | Open Subtitles | ذلك عندما يمسك بماكينة التصوير سيد كومبو |
| Bunuda topluyordum, tam o sırada açıverdim. | Open Subtitles | آجل يا سيدى . وانا كنت المسئول عن ذلك عندما شغلتهم |
| Bunu da topluyordum, tam o sırada açıverdim. | Open Subtitles | آجل يا سيدى . وانا كنت المسئول عن ذلك عندما شغلتهم |
| En güzel yanı ise öldükten Sonra cennette tekrar doğacak olmam. | Open Subtitles | أفضل جزء في ذلك عندما أموت ساخلق من جديد في الجنة |
| İşte o anda anladım ki, ona asla sahip olamayacaktım. | Open Subtitles | ذلك عندما أدركت أنني مُطلقاً لم أستحوذ عليها حقاً |