Böylelikle müteahhide şehir için neyin daha iyi olacağını düşünmeye çalışması için bir teşvik vardı. | TED | ذلك كان هناك حافزا للمطور ليحاول للتفكير حقا ما هو الأفضل للمدينة. |
Ama bunun altında, bu kocaman okyanusta Nemo'yu bulabilecek miyiz gerginliği vardı. | TED | وخلف ذلك كان هناك توتر أكبر حول ما إذا كنا سنجد نيمو على الإطلاق في هذا المحيط الضخم الرحب؟ |
bir keresinde hiç unutmam onun hizmetinde çalışan bir adam vardı ve sabahın 7'sinde dükkânıma geldi ve "Vance, Dr. Reich bir komünist." dedi. | Open Subtitles | ومرة ما ,لن انسى ذلك كان هناك رجل يعمل معه وفي الساعة 7: 00 في الصباح كان يسير بجانب مخزني. |
Ama benim hayaletim ise öldüğünü ve sonra bir ışık çakması gördüğünü söyledi | Open Subtitles | ولكن شبحي قال انه مات وبعد ذلك كان هناك وميضا كبيرا من الضوء |
Tabii son kez böyle yaptığında başka bir adamla aldatmıştı beni. | Open Subtitles | عدى أنه في آخر مرة فعلت ذلك كان هناك رجلا آخرا |
Hep içimde bir his vardı, sanki... böyle tanımlanamaz bir bağ... bir yerlerde beni bekliyormuş gibi. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدي هذا الشعور دائماً ذلك كان هناك هذا الإتّصال المتعذر وصفه هناك فقط يَنتظرُني |
Ama mesaj çıkmadan önce sekiz metrelik bir parşömen vardı. | Open Subtitles | ورغم ذلك كان هناك ملفوفة جلدية قبل ظهور الرسالة |
İstediğin bir yanıt vardı ve onu alana kadar peşimi bırakmadın. | Open Subtitles | يدخل الناس السجن من جرّاء ذلك كان هناك جواب أردتِ الحصول عليه، وحاصرتينى حتى حصُلتِ عليه |
Benim de şimdi aklıma geldi, önceki gün seni ziyarete geldiğimde ofiste biri vardı. | Open Subtitles | كلام عن ذلك , كان هناك شخص ما قبلي في مكتبك منذ أيام |
Ama ıskartaya çekilmeme 36 saat vardı daha ben de tehlikeli yaşayayım dedim. | Open Subtitles | مع ذلك كان هناك 36 ساعة قبل الإنطلاق، لذا فكرت لمَ لا أعيش بخطورة؟ |
Ama onun yerine görgü tanıkları vardı ve konağı boşaltmak için bir SEAL ekibi göndermek zorunda kaldık. | Open Subtitles | عوضَ ذلك كان هناك شهود واضطررنا لبعث فرقة عمليّات خاصّة لتدمير الغاز. |
Orada hoş görünümlü bir delikanlı vardı. | Open Subtitles | .. و كان هناك ذلك كان هناك شاب لطيف المظهر هناك |
O almadı, başka bir ziyaretçi vardı, ben içeri girerken o da otelden ayrılıyordu. | Open Subtitles | لم تفعل ذلك كان هناك ضيف آخر غادر كماحضرت هنا |
Siz deyince aklıma geldi, uzun süre park etmiş duran bir minibüs vardı. | Open Subtitles | الآن و بما أنك ذكرت ذلك, كان هناك سيارة نقل متوقفة آخر الحي لمدة طويله |
Ve bir de o dil vardı elbette. Ondaki ritmik ahenk... Bana, bedevi ihtiyarların, saatlerce ezberden anlattıkları hikayeleri dinleyerek geçirdiğim akşamları hatırlatıyordu. | TED | وبعد ذلك كان هناك اللغة ووتيرتها الإيقاعية التي ذكرتني بأمسيات قضيتها أستمع إلى شيوخ البدو يتلون قصائد سـردية طويلة كلها من الذاكرة. |
Ama her şeyden önce bir oduncu vardı. | TED | ولكن قبل كل ذلك كان هناك حطاب. |
Hayır, yapamazdı. Orda başka bir çift vardı. | Open Subtitles | كلا لا يمكنها ذلك كان هناك شخصان آخران |
Durumu değerlendirmek için yapılan bir toplantı sonrası ki her şeyin bitmek üzere olduğu artık aleniydi. | Open Subtitles | بعد ذلك كان هناك إجتماع أخر عقد لدراسة أخر تطورات الوضع لكنه كان جلياً بالفعل أننا ندنو من النهاية |