Discover our services in

    "ذلك لَيسَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • bu değil
        
    • bu değildi
        
    • o değil
        
    • değil bu
        
    • şey değil
        
    • değildir
        
    • o değildi
        
    • doğru değil
        
    Büyük bir travma var,iç yaralanmalar, ama onu öldüren bu değil. Open Subtitles هناك صدمة هائلة، إصابات داخلية، لكن ذلك لَيسَ الذي قَتلَه.
    Ameliyatları yapmayacak olma nedenimiz bu değil. Open Subtitles ذلك لَيسَ السببَ نحن لَنْ نَعمَلُ جراحاتُكَ.
    Burada olmamızın tek nedeni bu değil. Open Subtitles حَسناً، ذلك لَيسَ السببَ الوحيدَ نحن هنا.
    Esas söylemek istediğim bu değildi. Open Subtitles ذلك لَيسَ الذي أردتُ للكَلام معك حول مع ذلك.
    Demek istediğim aslında bu değildi. Open Subtitles النظرة. ذلك لَيسَ حقاً الذي أنا كُنْتُ أَتحدّثُ عنه.
    Demek istediğim o değil. İnsanlar aslında nasıl biri olduğumu bilmiyor. Open Subtitles ذلك لَيسَ الذي عَنيتُة.انا عَنيتُ الناس لا يَعْرفونَني حقاً
    Jeremy, doğru değil bu. Open Subtitles جيرمي. ذلك لَيسَ صحيحَ
    O kadar da kötü bir şey değil. Open Subtitles بينما عيوب تَذْهبُ، ذلك لَيسَ مثل هذا السيئِ الواحد.
    Öyleyse seni terk etmesinin esas sebebi bu değil, değil mi Liz? Open Subtitles ذلك لَيسَ السببَ الحقيقيَ تُرِكتْك، مع ذلك، هو، ليز؟
    Sorduğum bu değil. İsteseydi yapar mıydınız? Open Subtitles ذلك لَيسَ ما سَألتُه ،إذا هو طلب هَلْ كنت ستفعلينها ؟
    - Ancak bugün beni buraya getiren sebep bu değil. Open Subtitles لكن ذلك لَيسَ الذي اتى بى هنا اليوم.
    Hayır, paramı veren kişi bu değil. Open Subtitles لا. ذلك لَيسَ الرجلَ الذي دَفعَني مِنْ.
    Ama burada olmamın sebebi bu değil. Open Subtitles لكن ذلك لَيسَ الذي اتى بى هنا اليوم.
    Demek istediğim bu değildi Piper. Open Subtitles ذلك لَيسَ الذي أنا كُنْتُ أَتحدّثُ عنه، زمّار.
    Şey kastetttiğim bu değildi ,ama peki. Open Subtitles حَسناً، ذلك لَيسَ الذي كَانَ عِنْدي في العقلِ، لكن الموافقةَ.
    Arama sebebim bu değildi. Open Subtitles آي.. . ذلك لَيسَ لِماذا أنا كُنْتُ أَدْعو.
    Demek istediğim o değil. İnsanlar aslında nasıl biri olduğumu bilmiyor. Open Subtitles ذلك لَيسَ الذي عَنيتُة.انا عَنيتُ الناس لا يَعْرفونَني حقاً
    Tabii ki de çalışabilirdin, Daphne. Belki de şu an önemli olan o değil. Open Subtitles لَرُبَّمَا ذلك لَيسَ الذي مهمُ إليك الآن.
    Şu yeni kocaman kravatlardan değilse, kravat değil bu. Open Subtitles ذلك لَيسَ a ربطة مالم هي... إحدى تلك الطرافةِ الروابط العملاقة. هنا تَذْهبُ.
    'İç çamaşırı giyinmiyorum.' un şifreli söylenişi o değildir. Open Subtitles ذلك لَيسَ الرمزَ ل، ' أنا لا ألْبسُ أيّ ملابس داخلية. '
    Bu gecenin amacı o değildi baba. Open Subtitles الأَبّ، ذلك لَيسَ الذي هذا المساء كَانَ حول.
    -Beni tanımak istemiyorlar, değil mi? -Bu doğru değil. Open Subtitles انهم حتى لايريدوا أن يعرفونى ذلك لَيسَ حقيقيَ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more