| Elleriyle ona dokunduğunda günahlarının ortaya çıktığına inanıyordu. | Open Subtitles | لقد أمن أنه عندما يضع يديه عليها سيكتشف ذنوبها |
| Yedi rahibin önünde duruşmaya çıkması gerekiyor. Ancak bu sayede günahlarının boyutunu öğrenebiliriz. | Open Subtitles | يجب أن تقف أمام الكهنة السبعة كي نعلم حجم ذنوبها الحقيقي |
| Evet, Margaery şehrin iyi insanlarının huzurunda günahlarının bedelini ödeyecek. | Open Subtitles | نعم، مارجيري سوف تكفر عن ذنوبها أمام شعب المدينة |
| Ama ondan önce, Kraliçe Margaery kefaret yürüyüşüne çıkacak. | Open Subtitles | ولكن قبل ذلك، سوف يجعل مارجيري تمشي للتكفير عن ذنوبها |
| Sirlardan arinmis sekilde tanrilarin ve insanlarin önünde, tüm çiplakligiyla kefaret yürüyüsünü yapiyor. | Open Subtitles | عاريةأمامأعينالآلهةوالناس... لتُكفر عن ذنوبها مشياً |
| Burada yatıp onun günahlarının cezasını mı çekeceksin? | Open Subtitles | الأن هل أنت سترقدين وتدفعين ثمن ذنوبها |
| günahlarının kefaretini tamamen ödediği zaman. | Open Subtitles | عندما يتم التكفير عن ذنوبها كافة. |
| Bir tanrının hediyesi olarak günahlarının affedilmesiyle ve demir ağacındaki bir çiçekle birlikte Shi Lin annesini serbest bıraktı ve ailesine kavuştu– hem ölümlü hem de kutsal ailesine. | TED | بعد أن غُفرت ذنوبها بفضل قربان الإله، وأزهرت شجرة الحديد. تمكن شي لن من تحرير والدته. وجمع شمل عائلته من جديد --- الدنيوية والروحية معًا. |
| Kurtuluşa ancak günahlarının cezasını çekerek ulaştı. | Open Subtitles | لقد حُميت بتوبتها عن ذنوبها |
| günahlarının kefaretini tamamen ödediği zaman. | Open Subtitles | -عندما تكفر عن كل ذنوبها |