| Bu kadının aklında başka bir şeyler var. | Open Subtitles | تلك المرأة لديها أمر آخر في ذهنها |
| Belki de kafasını toparlayıp eve geri döndüğünde bunu takdir eder. | Open Subtitles | ربما عندما تصفي ذهنها وتعود للبيت ستقدر ذلك |
| Onu bu akşam rahatlayıp, kafasını dinlemesi için benim balıkçı kulübeme götüreceğim. | Open Subtitles | ألتقيت بها ليلاً، أعطيتها بعض النصائح للأسترحاء وتصفيّة ذهنها. |
| kafasını toparlamasını sağlarsan, hemen düzelecektir. | Open Subtitles | اذا ساعدتها في بقاء ذهنها صافي ستعطي نتائج باهره |
| Böyle bir yerde kafasında neler dönebilir, hiçbir fikrin var mı? | Open Subtitles | أتظنين أنك تفهمين ما يدور في ذهنها في مكان كهذا؟ |
| kafasını dağıtmak için Hong Kong'a gitti. | Open Subtitles | لقد أرادت تصفية ذهنها لذلك ذهبت إلى هونج كونج لفترة |
| Yeni çıktı. kafasını toparlaması gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد غادرت للتو , هى قالت انها بحاجة لان تُصفى ذهنها |
| Ancak bir soruyu ona soramadı ki onun kafasını en çok meşgul eden soru: | Open Subtitles | .... ولكن سؤال واحد لم تساله والذى أول ماتبادر الى ذهنها... |
| Babam da kafasını toplamak için onu şehir dışına çıkardı. | Open Subtitles | وأبي أخرجها من البلدة لتصفي ذهنها |
| Charlotte kafasını toplamak için yürüyüşe çıktı. | Open Subtitles | تشارلوت، ذهبت بنزهة لتُصفي ذهنها. |
| Kaplıcaya falan gidelim. kafasını boşaltır. | Open Subtitles | منتجع معدني كمهرب وتصفية ذهنها. |
| Onun kafasında, onlar hâlâ nişanlı. | Open Subtitles | -كلا , كلا في ذهنها هي تعتبره خطيبها الحالي "جيريمي" |
| kafasında başka şeyler var. | Open Subtitles | لديها أمور أخرى في ذهنها. |