Bu orta ve düşük gelir grubundaki kadınlar buna dahil olamayacak. | TED | لن تقوم النساء ذوات الدخل المتوسط والمنخفض بالمشاركة في ذلك. |
STEM'deki beyaz olmayan kadınlar, günümüzün en zor ve en heyecan verici sosyo-teknolojik meselelerinden bazılarında bulunmaktadırlar. | TED | تتولى النساء ذوات البشرة الملونة في المجال العلمي بعض القضايا الإجتماعية والتكنولوجيا الأكثر صعوبة وإثارة في عصرنا. |
Resimleri yaptığım hayvanlar bunlardı-- hepsi dört ayaklı ve tüylülerin bir başka şekliydi. | TED | وهذه كنت التي احب ان ارسمها كل هذه التشكيلات من رباعيات الارجل .. و ذوات الفراء |
Diğer karıları, yüksek kademenin dar kafalı kadınları, olduğundan benden nefret ediyorlardı. | Open Subtitles | كانت زوجاته الأخريات ذوات مقام رفيع و مرهفات بضيق أفقهن كم كرهننى |
Ne demek Amerikalı kızılları götüremem Saçımın rengini nerden biliyorsunuz ? | Open Subtitles | ماذا تعنى لا تقل أمريكيات ذوات شعر أحمر كيف تعلم هذا؟ |
"Dev dinazorların önayakları ve insanoğlu üzerinde karşılaştırmalı .kemikbilimi ve biyomekanik. | Open Subtitles | مقارنة الهيكلية العظمية للطرف الأمامي و الميكانيكية الحيوية بين ذوات الأقدام و بين الإنسان العادي |
Bize, tamemen gizli müfettişler gönderdikten sonra yaptıkları bağış sayesinde meme yoğunluğu yüksek bin kadın üzerinde çalışma ve mammogram ile MBI'nin sonuçlarını karşılaştıracak bir araştırma yapma imkanı sağladılar. | TED | وقد كنا سعداء لاننا حصلنا على فرصة من خلال فريق باحثين من مختلف الانحاء سنحت لنا من خلالها دراسة 1000 إمرأة من ذوات الثدي الكثيف وبمقارنة الماموغراف والبي ام آي |
Öldükten sonra yaramaz küçük kızlar nereye gider biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين أين تذهب الفتيات ذوات السلوك السيء بعد وفاتهن؟ |
Gül dudaklı genç kızlara ve hızlı delikanlılara. | Open Subtitles | للعذارى ذوات الشفاه الوردية و الفتيان النشطون |
Küçük göğüslü kızların kıçları da küçük oluyor. Bu her zaman öyledir. | Open Subtitles | الفتيات ذوات الصدور الصغيرة لديهم مؤخرات صغيرة, ذلك كيف تسير الأمور |
Warnley'de başka çekici kadınlar da var, bildiğin gibi. Kim gibi? | Open Subtitles | هناك الكثير من الفتيات ذوات المزايا في وارنلي أتعرف ذلك |
Bazı kültürlerde, bıyıklı şişman kadınlar güzel kabul edilir. | Open Subtitles | في بعض الثقافات يعتبرون السيدات ذوات الشوارب جميلات |
Yıldızlar gökyüzünde parlar, ve iki ayaklı varlık altında düşünüp hayaller kurar, hepsi boş. | Open Subtitles | النجوم تضئ في الفراغ يا عزيزي ومخططات تلك المخلوقات ذوات الرجلين وأحلامهم تحتهم كل هذا عبثاً |
Bu iki dört ayaklı güzelliğe ulaştım. | Open Subtitles | و كانت النتيجة الإثنين الجميلين من ذوات الأربع. |
kadınları tiksindirmenin sadece böyle bir acemilikle başarılabileceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدت أني أنا من يصد من ذلك النوعية من النساء ذوات الكفاءة |
Biz göbeği salmış,sarkık göğüslü kadınları... o kıyafetlerle görerek ömrümüzü daha hızlı tüketiyoruz! | Open Subtitles | بنما نبحث أفضل كل مرة, نلتصق بنساء ذوات صدور مترهلة ومن الذي يرتدي ملابس السباحة التي تغطي كروشهن. |
Hanginiz çekici kızılları öldürmeye meraklı? | Open Subtitles | من منكم يسعى خلف قتل الفتيات ذوات الشعر الأحمر الجذابات ؟ |
Jethro kızılları hep sevmiştir zaten. | Open Subtitles | أحب (غيثرو) دوماً ذوات الشعر الأحمر |
"Dev dinazorların önayakları ve insanoğlu üzerinde... karşılaştırmalı kemikbilimi ve biyomekanik." | Open Subtitles | مقارنة الهيكلية العظمية للطرف الأمامي و المكيانيكية الحيوية ما بين ذوات الأقدام و الإنسان العادي |
Ama meme yoğunluğu yüksek kadınların tetkiki için onlara daha etkili görüntüleme yöntemi sunmamız gerek. | TED | اما بالنسبة للنساء ذوات الاثداء الكثيفة فاننا لا يجب ان نهمل عملية الفرز لانه يتوجب علينا ان نقدم لهن شيئاً افضل |
İştahlı kızlar, hiçbir şeyi yeteri kadar elde edemez! | Open Subtitles | و الفتيات ذوات الشهية الكبيرة لا يكتفين بشئ |
Çenesi çok açık kızlara ne olur, ha? | Open Subtitles | هل تعرفين ماذا يحصل للفتيات الصغيرات ذوات الأفواه الكبيرة هه؟ |
Brooke, sen Öğrenci Konseyi Temsilcisi, Ponpon kızların Kaptanı ve okulun en popüler kızlarından birisisin. | Open Subtitles | بروك,أنتي رئيسة مجلس الطلاب أنتي رئيسة المشجعين وأنت ربما تكوني من الفتيات ذوات الشعبية في المدرسة |