| Çok iyi el sıkışıyorsun. Ayrıca kuyruğunu salladığında, odayı aydınlatıyorsun. | Open Subtitles | ولديك مصافحة يد دافئة وعندما تهز ذيلك فأنت تضيء المكان |
| Eğer kötü adam geldiyse, kuyruğunu sallayıp arkadaş olamazsın tamam mı? | Open Subtitles | لا يمكن أن تهز ذيلك وتكون صديقاً لرجل شرير حسناً ؟ |
| "lüç ük at, dik kuyruğunu havaya Hadi, hadi, kaldırsana" | Open Subtitles | هورسى ، احصل على ذيلك فوق لماذا لا تجعله يرتفع ؟ |
| Ama 14 yaşına gelene kadar, Kuyruğun ve solungaçların çıkmayacak. | Open Subtitles | لكن لن ينمو ذيلك و خياشيِمك حتى تبلغي الرابعَة عشَر. |
| Seni hain kaplan seni yoksa kuyruğuna ateş bağlayıp, poponu yakarım. | Open Subtitles | وإلا ربطت ناراً في ذيلك وأحرقت مؤخرتك |
| Çok yorulmuşum, ve işte, kuyruğunu sallayarak yatak odasına geliyorsun bir elinde terliklerim, diğerinde bir martini. | Open Subtitles | انا كثيف ثم تاتي الي غرفه النوم و تهزي ذيلك الصغير حذائي في يدي و كاس مارتيني في يدي الاخري |
| Kurtlar "kuyruğunu kovalamak" için ne yapar? | Open Subtitles | هل معناها أن تذهب لمطاردة ذيلك أيها الذئب ؟ |
| Şimdi ayağını kaldır ve kuyruğunu sıkıca bük. | Open Subtitles | الآن شد سيقانك فوق الى الأعلى ولف ذيلك بإحكام ولف كل جسمك |
| Çok açgözlüydün ve kuyruğunu öyle kullandığını hiç görmemiştim. | Open Subtitles | هذا مفترس للغاية و لم أرك تستخدم ذيلك هكذ من قبل |
| kuyruğunu sallarsan, bu ismi sevdiğin anlamına gelir! | Open Subtitles | إذا كنت تهز ذيلك هكذا هذا يعنى انك احببت الأسم |
| kuyruğunu bacaklarının arasında görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أرى كيف سوف تبدو و ذيلك بين ساقيك |
| Küçükken kuyruğunu çektiğim... attığım şeyleri getirmeyi öğretmeye çalıştığım... ve seni astronot olarak giydirdiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفه على شد ذيلك عندماكنتصغيرة.. كنت أحاول تعليمك لعبةالأمساكبالكرة.. و أسفه على إلباسك زي رائد الفضاء |
| Sam, aşk kuyruğunu kovalamak gibidir, dönersin ve dönersin... | Open Subtitles | أوه سام ، الحب مثل ملاحقة ذيلك ، الالتفاف والالتفاف |
| kuyruğunu biraz kaldır bakayım. | Open Subtitles | حسناً، قم بترك ذيلك من أجلي فحسب من فضلك |
| Kokarca kuyruğunu kaldırdın ve kendini düşünmemenin tatlı kokusunu üzerime püskürttün. | Open Subtitles | لقد رفعت لتوك ذيلك البغيض. وقذفتنى برائحة الأناية الحلوة |
| Haydi ama sevgilim kuyruğunu bir düğüme sokma. | Open Subtitles | هيا يا عزيزتى لا تربطى ذيلك فى عقده |
| Harika. Kuyruğun mahvolmuş ve bağlantı çubuğu da bozulmuş. | Open Subtitles | عظيم,ذيلك قد إختفى,وحلقة الــــوصل مفقــوده. |
| Ateşin efendisi, Kuyruğun alev almış. | Open Subtitles | سيد اللهب ذيلك يحترق |
| Bu zavallı kediciğin kuyruğuna mı bastım? | Open Subtitles | هل دست على ذيلك الصغير الظريف؟ |
| Hadi Tavşan. kuyruk salla. Epa, epa, ándale. | Open Subtitles | هيا أيها الأرنب، أوثب على ذيلك تعال إلى هنا بسرعة. |
| Hey, dostum, kuyruğunda yosun olduğunu görüyorum. | Open Subtitles | يارجل، أرى بعض الطحالب على ذيلك أين! ماذا؟ |
| Kendi kendinize ipucu verdiniz. Kendi kuyruğunuzu kovalıyorsunuz. | Open Subtitles | لقد صنعتَ دليلك أيها العبقري، لقد كنتَ تطارد ذيلك. |
| Eskiden kuyruğunun olduğu yer mi acıyor? | Open Subtitles | هل تشعرين بألم في الحدبة فوق مؤخّرتك حيث كان ذيلك ؟ |
| Bu karanlıkta boşa kürek sallamaktan farksız ama sen Çin Mahallesi sakinleri için iyi bir şeyler yapabilirsin. | Open Subtitles | وتستطيع أن تطارد ذيلك في الظلام ولاتحقق شيئا أو حقيقة تستطيع أن تقوم بعمل جيد للناس في الحي الصيني |