| Aşçılardan biri bıçakla kuyruğumu kesmeye çalıştı. | Open Subtitles | أحد الطباخين حاول قطع ذيلى بساطور المطبخ |
| kuyruğumu kıstırıp oraya giremem. | Open Subtitles | لا يمكننى العودة إلى هناك وأن أجر ذيلى بين أرجلى. |
| Eğer bu Spuddieler menüde yer almazsa ben yer alacağım. Şimdi bırak kuyruğumu. | Open Subtitles | رقائق الاسباديز هذه فى القائمة وإلا لن أكون حياً والآن اترك ذيلى |
| Yolunda gitmeyen bir şey olduğunda, kuyruğum ürperir. | Open Subtitles | عندما يكون هناك شيئا خاطئ ذيلى يهتز |
| Onun yanına her yaklaştığımda kuyruğum ürperiyor. | Open Subtitles | ذيلى يهتز كل مرة أقترب منه فيها |
| Tanrım, dikkatsizce sallanan kuyruğumu emirlerinin araç eyle! | Open Subtitles | ايها الرب , استخدم ذيلى المتهور كسفينة لتنفيذ حدودك |
| Şöyle söyleyeyim şimdiye kadar anlattıkların, kuyruğumu deliye döndürüyor. Bak. | Open Subtitles | وكل ماقلته حتى الآن جعل ذيلى مجنونا |
| kuyruğumu sıkıca tut! | Open Subtitles | بسرعة امسك ذيلى |
| Acele et! kuyruğumu sıkıca tut! | Open Subtitles | بسرعة امسك ذيلى |