| Oradan biri, ölümüyle bağlantılı bir şey görmüş olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّ هنالك مَن رأى شيئًا مرتبطًا بمقتلها |
| Sanırım senin ilgini çekebilecek bir şey görmüş. | Open Subtitles | أعتقد أنه قد رأى شيئًا قد يهمّكِ. |
| Ama oğlunuz bir şey gördü. | Open Subtitles | ولكنّ ابنك قد رأى شيئًا |
| Etrafa sordum ama bir şey gören veya duyan olmamış. | Open Subtitles | استقصيت، لكن ما من أحد سمع أو رأى شيئًا. |
| Kimse bir şey görmemiş. | Open Subtitles | لا أحد رأى شيئًا |
| Yarın onunla konuşabiliriz. Belki bir şey görmüştür. | Open Subtitles | يُمكننا التّحدث إليه غدًا، لربّما رأى شيئًا ما. |
| Hayatı boyunca isteyeceği bir şey görmüştü. | Open Subtitles | للتو رأى شيئًا يبتغيه لبقية حياته. |
| Martinez bir şey görmüş olabilir. | Open Subtitles | . قد يكون ( مارتينيز ) قد رأى شيئًا حينها |
| Sınırda bir şey görmüş. | Open Subtitles | الحدود. رأى شيئًا. |
| Symchay burada bir şey gördü. Brima onun ne olduğunu bilebilir. | Open Subtitles | (سيمشي) رأى شيئًا هنا، بريما) قد يتعرفه) |
| Belki ailenizden bir şey gören vardır. | Open Subtitles | رُبّما أحدٌ في عائلتكِ رأى شيئًا. |
| Yani belki de bizim göremediğimiz bir şey görmüştür. | Open Subtitles | لذا ربما رأى شيئًا فاتنا. |
| Lyle, kaçmadan önce günlükte bir şey görmüştü. Belki de dolaba geri gitmiştir. | Open Subtitles | (لايل) رأى شيئًا في اليوميات قبل أن يهرب |