| Öngörümde gördüklerimden sonra şu durumda artık her şeye inanırım. | Open Subtitles | ،بعد ما رأيته في رؤياي فسأؤمن بأيّ شيء بهذه اللحظة |
| İşte korktuğum da bu, özellikle sana Görüşümde söyledikten sonra. | Open Subtitles | ذلك ما أخشاه، خاصةً بعد الذي قلته لك في رؤياي |
| Görülerimin kaynağı yalan ve ihanetti. | Open Subtitles | رؤياي تستند على الخداع والغدر. |
| Sana söylemiştim, imgelemlerim bana görmek istediklerimi göstermez, bana sadece görmem gerekeni gösterir. | Open Subtitles | أخبرتك، رؤياي لا تريني ما أريد رؤيـتـه تـرينـي فـقـط ما أنا بحاجة لرؤيـتـه |
| - Bu imgemde gördüğüm pencereler değil. | Open Subtitles | ليست النوافذة متماثلة كما في رؤياي |
| Öngörüm gerçekleşmeyecek! | Open Subtitles | ولن تتحقق رؤياي |
| Görümde bu vardı, vitrayda gördüm. | Open Subtitles | هذا ما رأيته في رؤياي على نافذة زجاجية مزخرفة. |
| İmgelemimde işkence edildiğini gördüğüm adayın Lauren olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أظن بأن بأن المتعهدة التي رأيتها تتعذب في رؤياي كانت لورين |
| Ama görülerim çok gerçekçi, hislerim çok gerçekçi. | Open Subtitles | ولكن رؤياي كانت حقيقة وكذلك مشاعري |
| Yaşadığım sıçramada, bunların neden olduğuna dair aklımda bir şeyler vardı | Open Subtitles | في رؤياي المسقبلية كان يبدو كما لو أن لدي فكرة عن سبب حدوث كل حدث |
| Tıpkı rüyamdaki gibi. | Open Subtitles | مثلما كانت في رؤياي. |
| Nereden bulduğumu ifşa edemem ama bayıldığım zaman gördüklerimde siz de vardınız. | Open Subtitles | لا أستطيع الافصاح عن ذلك، لكن يمكنني اخبارك بأنّ رؤياي تتضمنك. |
| Bu herzamanki gördüklerim gibi değil. Genelde imgelemlerimde insanlar benimle konuşmaz. | Open Subtitles | إنها ليست رؤية ، الناس في رؤياي عادة لا لا يلتفتون ويتحدّثون معي |
| Öngörümdeki tık tık sesi. | Open Subtitles | . صوت الطقطقة من رؤياي |
| Öngörülerim bana bir şey söylüyor. | Open Subtitles | رؤياي تخبرني بشئ واحد |
| Öngörümde tehlikede olduğumu söylemiştim, değil mi? | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ أن في رؤياي كنت في خطر، صحيح؟ |
| Öngörümde, Jericho'nun ulusal güvenliğimizi tehdit edecek şeyler yapmış olduğu açıktı. | Open Subtitles | كان واضحاً في رؤياي أنّ "جيريكو" اقترفتْ شيئاً هدّدَ أمننا القوميّ |
| Görüşümde, bana yardım etmeye çalışıyordu ama çok korkmuştu. | Open Subtitles | في رؤياي حاول مساعدتي، لكنّه كان مرتعبًا أشدّ الرعب. |
| Görülerimin Tanrı'dan geldiğine inanmıştım. | Open Subtitles | إعتقدتُ أنَّ رؤياي من الله. |
| Benden kuşkuların olduğunu biliyorum, ama imgelemlerim gerçek, ve bu sabah bir cinayetle ilgili imgelem gördüm. | Open Subtitles | أنظر، أنا أعلم بأنكم تشككون بمصداقيتي و لكن رؤياي حقيـقية و رأيت واحدة صباح اليوم حول جريمة قـتـل |
| - İmgemde gördüğüm aynen oydu. | Open Subtitles | ذلك بالضبط ما رأيت في رؤياي |
| Öngörüm... | Open Subtitles | في رؤياي |
| Görümde tek kollu bir gazi vardı. | Open Subtitles | كان هناك رجل بذراع واحدة في رؤياي |
| Tanktayken gördüğüm evden dışarı baktığım pencere buydu. | Open Subtitles | تلك هي النافذة التي كنتُ أنظر عبرها أثناء رؤياي في الخزّان. |
| James! Yumurta Chester's Mill'den gidince görülerim durdu. | Open Subtitles | لقد توقفت رؤياي عندما غادرت البيضة (تشيستر ميل). |
| Yaşadığım sıçramada bu olayın nedenlerini soruşturuyordum. | Open Subtitles | في رؤياي كنت أحقق، عمّا تسبّب بكلّ هذا. |
| Bu rüyamdaki Miranda'nın odası. | Open Subtitles | (تلكَ هي غرفة (ميراندا من رؤياي |
| - bayıldığım zaman, maske takmış silahlı adamların ofise girdiğini gördüm. | Open Subtitles | -في رؤياي ، ثمّة مقنعون مسلحون يقتحمون مكتبي. |
| gördüklerim ölümünüzün Tanrıları memnun edeceğini kehanet ediyor. | Open Subtitles | رؤياي تنبأت بأن موتك سيرضي الهتنا |
| İşte bu. Öngörümdeki kılıç bu. | Open Subtitles | هذا هو إنّه السيف في رؤياي |
| Haklıydın Theseus. Öngörülerim birer lanet. | Open Subtitles | كنتّ محقًا يا (ثيسيوس)، رؤياي لعنة! |