| Her ekmek kokusu aldığım zaman baştan aşağı tekrar hayat ile doluyorum. | Open Subtitles | كل مرة أشم فيها رائحة الخبز يشعرني ذلك بأني حي مجددا |
| Tanrım, taze ekmek kokusu gibi bir şey yoktur, değil mi? | Open Subtitles | يا إلهي، لا يوجد شيء أفضل من رائحة الخبز الطازج أليس كذلك؟ |
| Birinin mutfağından taze ekmek kokusu geliyor. | Open Subtitles | رائحة الخبز الطازج القادمة من مطبخ أحدهم، |
| Evet, insanlar dışarıdan ekmeğin kokusunu alırlar, içeri girerler ve para harcarlar. | Open Subtitles | أتعرفين كيف يبيع الخباز خبزه؟ أجلّ, يشم الناس في الخارج رائحة الخبز |
| - Pişirdikleri ekmeğin kokusunu alabiliyorum. | Open Subtitles | يمكننى أن أشم رائحة الخبز الذى يصنعونه |
| Süpermarketlerde reyonların arasına taze ekmek kokusu pompaladığını düşünsene. | Open Subtitles | فقط تخيّلي محلّات السوبر ماركت تقوم بضخ رائحة الخبز الطازج في الممــــرات |
| Kızarmış ekmek kokusu almıştım. | Open Subtitles | شممت رائحة الخبز المُحمص. |
| ekmeğin kokusunu alabiliyorum! | Open Subtitles | نشم رائحة الخبز. |