| Çünkü köpek boku gibi kokuyorsun ve aynen köpek boku kadar aptalsın! | Open Subtitles | لأن رائحتكِ مثل الكلاب. وأنتِ غبيه أيضاً كالكلاب أنتِ دائماً في الموخره. |
| Bu arada asansörle inip çıkma işini sırf güzel kokuyorsun diye yaptım. | Open Subtitles | بالمناسبة، هذا الشيء حول المصعد؟ فعلته لأنّ رائحتكِ زكيّة |
| - Teşekkür ederim. Bu arada, bugün başka bir güzel kokuyorsun. | Open Subtitles | شكراً لكِ , و بالمناسبة رائحتكِ تبدو طيّبة للغاية اليوم |
| Kokun güçlü olmadığına göre çürümeye başlamamış olmalısın. | Open Subtitles | بما أن رائحتكِ ليست قوية، فلابد أنه لم يمر وقت طويل |
| Ben yarı kızılderiliyim, ve senin Kokunu rüzgara karşı alabilirim. | Open Subtitles | أنا نصف هندي ، و أستطيع أن أشم رائحتكِ عندما تهب الرياح ناحيتكِ |
| Ayrıca biraz sigara dumanı kokuyorsun. | Open Subtitles | وبالإضافة لذلك، رائحتكِ تشبه دخان سيجارته |
| Düzeltmek istiyorum. Garip kokuyorsun. Ben-- | Open Subtitles | أريدُ أن أصحح هذا رائحتكِ غريبة وضعت هذه عندما أتينا بالسيارة |
| Demek bu yüzden sürekli esrar kokuyorsun. | Open Subtitles | هذا سبب رائحتكِ الدائمة التي تشبه الحشيش |
| Yalınayaksın, Fransız sabunu kokuyorsun ve bornoz giyiyorsun. | Open Subtitles | حافيّة القدميّن رائحتكِ عبقة بالصابون الفرنسي، وترتدين ثوب حمام |
| Ama şimdi aynı bebek şampuanı gibi kokuyorsun. | Open Subtitles | لكن الآن رائحتكِ مثل رائحتكِ مثل شامبو الأطفال |
| Kaplumbağa tankı gibi kokuyorsun amına koyayım. Git bir duş al be kadın. | Open Subtitles | رائحتكِ مثل رائحة حوض سلاحف إستحمي إستحماماُ لعيناً |
| Hannah, hawai çölleri.. ..ve uzun kışlar gibi kokuyorsun. İyi misin? | Open Subtitles | هانا ، رائحتكِ مثل كحلوى هاواي أأنتِ بخير؟ |
| Lanet olası bir kül tabağı gibi kokuyorsun. | Open Subtitles | تجعل رائحتكِ مثل منفضة سجائر لعينة |
| Tanrım, çok güzelsin. Hatta harika kokuyorsun. | Open Subtitles | ربّاه، أنتِ جميلة، حتّى رائحتكِ رائعة |
| Hoş kokuyorsun. Ne bu? | Open Subtitles | رائحتكِ زكيّة، ما هذه الرائحة؟ |
| Aman Tanrım, çok güzel kokuyorsun. | Open Subtitles | ياربـّاه ، رائحتكِ جميلةٌ للغاية |
| Sırf gerçeği söyledim ve güzel koktuğunda güzel koktuğunu söylemem ki güzel kokuyorsun, sorun çıkarmaya geldiğimi göstermez. | Open Subtitles | و ليس لمجرد أن أقول بأن رائحتكِ ... زاكية عندما تكونين كذلك ... و هي كذلك لا يعني ذلك بأني هنا كي أفتعل المشاكل |
| Evet, bu bir sorun çünkü leş gibi kokuyorsun! | Open Subtitles | أجل، وهذه مشكلة لأن رائحتكِ الآن مقرفة. |
| Şu andan itibaren bu senin Kokun olacak. | Open Subtitles | سوف تصبح رائحتكِ من الأن و طالع |
| Kokunu takip ettim. | Open Subtitles | يالها من رائحة خوف شهيّة تصدر منكِ تتبّعت رائحتكِ |
| Burada olduğundan beri Russkieler gibi koktuğunu söylüyor. | Open Subtitles | عندما كنتِ هنا, قال أن رائحتكِ كرائحة الروس |
| Ayak bastığın yerleri yıka ki kokundan burada kalmış olduğunu anlamasınlar; | Open Subtitles | سنغسل الأرض التي وطأتيها حتى لا يجدوا رائحتكِ هنا |
| Ama evime pis kokunuz sinmesin. | Open Subtitles | فقط تأكّدي بأنّكِ لا تتركي رائحتكِ الكريهة في بيتي " - |