| Soğan, parlak pembe ceketinin içinde çok güzel görünmektedir ve çok da kötü kokmaktadır. | TED | تبدو بصلة رائعة الجمال بكنزتها الأرجوانية الزاهية ورائحتها رائعة. |
| Hâlâ çok güzel, ona lafım yok. Kusura bakma ama öyle. | Open Subtitles | أعني، لازالت رائعة الجمال آسف، لكن هذا حقيقي |
| Sınırlarımı aşmak istemem ama, çok güzel görünüyor. | Open Subtitles | و إن لم أكن أتعدى حدودي إنها رائعة الجمال |
| Bir erkeği sana uymadığında, onu yedi gün içinde muhteşem bir kaşmir hırkayla değiştiremezsin. | Open Subtitles | إذا لم يكن الرجل يناسبك فبإمكانكِ تبديل أسبوعكِ القادم ببلوزة رائعة الجمال من قماش الكشمير |
| Eğer bir erkek size uymuyorsa, onu daha sonra yedi gün içerisinde muhteşem bir kaşmir süveterle değiştiremezsiniz. | Open Subtitles | إذا لم يكن الرجل يناسبك فبإمكانكِ تبديل أسبوعكِ القادم ببلوزة رائعة الجمال من قماش الكشمير |
| güzelsin, tatlısın, harikasın. | Open Subtitles | أنت رائعة الجمال, طيبة, و مذهلة |
| Hassiktir, çok güzel, ve fena rezil oldum. | Open Subtitles | تباً، إنها رائعة الجمال ولقد أظهرت نفسي بمظهر الحمقاء تماماً |
| O çok güzel ve sanki rap klibinde oynuyormuş gibi giyiniyor. | Open Subtitles | فهي رائعة الجمال و تلبس كأنها في أغنية مصورة |
| Gece gündüz onunla uğraştı, yemek yemeyi bile unutuyordu sonunda çok güzel bir şeye dönüştürdü. | Open Subtitles | كان يعمل عليها ليل نهار و ينسى أن يأكل حتى أصبحت رائعة الجمال |
| çok güzel, değil mi? | Open Subtitles | إمرأة رائعة الجمال أليست هي كذلك؟ |
| Halfrek her zaman çok güzel bir yaratık olarak görülmüştür. | Open Subtitles | هالفريك كانت تعتبر رائعة الجمال |
| Şuna bakar mısın? çok güzel. | Open Subtitles | أنظر إلى هذا، أنها رائعة الجمال |
| Bilmem. çok güzel değil ama şirin. | Open Subtitles | -لا أعلم , إنها ليست رائعة الجمال لكنها ظريفة |
| O bulgulara bakın. çok güzel. | Open Subtitles | انظري إلى الأدلة، إنها رائعة الجمال. |
| Ama çok güzel bir hanım. Mutlaka görmelisin. | Open Subtitles | لكنها رائعة الجمال يجب أن تراها |
| Bu arada hala çok güzel görünüyor. | Open Subtitles | إنها رائعة الجمال حتى في الوقت الحالي |
| çok güzel! | Open Subtitles | انها رائعة الجمال |
| Tanrım, muhteşem görünüyorsun. | Open Subtitles | شكرا لك. يا إلهي ، أنت تبدين رائعة الجمال. |
| İsmi "Cinnet"(Frenzy-Kenzi)le kafiyeli muhteşem bir kızın attığı yumruğun iziyle. | Open Subtitles | قوية جدا على الرأس من قبل فتاة رائعة الجمال مصابة بالجنون ، حسنا ؟ |
| Bir keresinde Dreyfus Şeytan Adası'ndan şöyle yazmıştı; en muhteşem kuşları gördüğünü. | Open Subtitles | أنه رأى طيور رائعة الجمال هناك |
| Gençsin. Olağanüstü güzelsin. | Open Subtitles | وأنت رائعة الجمال. |
| Tanrım, Vanessa, Sen inanılmaz derecede güzelsin. | Open Subtitles | -يألاهي يا "فينِسّا" انتِ رائعة الجمال |