| Bir yıl önce Rabin'in beni Shin Bet'in başına getirme teklifini reddetmiştim. | Open Subtitles | قبل ذلك بعام، خذلت رابين عندما طلب مني أن اكون رئيس للشاباك |
| Yine de Rabin, İran'dan jeostratejik bir dost olarak bahsediyor. | TED | لكن رابين تحدّث عن كون إيران بلدا صديقا استراتيجا. |
| Her şeye rağmen, İzak Rabin'in kendisi şöyle söylemişti, "Arkadaşlarınız ile barış yapmazsınız, | TED | ففي النّهاية لقد كان إسحاق رابين هو القائل: "لا تصنع السلام مع أصدقائك، |
| Roger Stanton, senatodaki... azınlık liderleriyle Eric Rayburn'ün de katıldığı... gizli görüşmeler yapıyordu. | Open Subtitles | وهو ان روجر ستانتن كان لديه اجتماع سري مع رئيس الاقاليم لمجلس الشيوخ وان اريك رابين كان حاضرا |
| Rayburn, bu güncellenmiş hasar tahminini size vermemi istedi. | Open Subtitles | ارادنى رابين ان اعطيك تقرير الخسائر هذا |
| Rabin'in temsili tabutunun gösterilerde yer almasının ne anlama geldiğini anlatmak için Shin Bet'in müdürüne gerek yoktur. | Open Subtitles | إلى الجمهور الإسرائيلي وخصوصا رئيس الوزراء أهمية نعش رابين في جنازة وهمية |
| Büro amirinden Rabin'in yaralandığına dair bir telefon aldım. | Open Subtitles | تلقيت مكالمة من مدير مكتبي الذي قال لي أن رابين اصيب بجروح |
| Prime Minister Rabin Oslo sürecini devreye soktuğunda şöyle dedi: "Dostlarınızla barış yapmazsınız, düşmanlarınızla barış yaparsınız." | TED | رئيس وزراء اسرائيل رابين قال عندما انخرط في عملية اوسلو "انت لا تعمل سلام مع اصدقاءك, انت تعمل سلام مع اعداءك" |
| Biliyor musunuz, Rabin vurulmadan önce barışa ne kadar da yaklaşmıştık. | Open Subtitles | نحن كنا على وشك تحقيق السلام قبل ان يقتل اخرق (رابين) |
| Biliyor musunuz, Rabin vurulmadan önce barışa ne kadar da yaklaşmıştık. | Open Subtitles | نحن كنا على وشك تحقيق السلام قبل ان يقتل اخرق (رابين) |
| Nick Rabin'in bir yerlerini kesmiş olsaydım bu başparmakları olmazdı. | Open Subtitles | إسمعا,لو كنت أرد قطع شيء من(نيك رابين) فلن يكون إصبعه |
| Oslo Görüşmeleri'nde Rabin'le Arafat bir araya gelmişlerdi. | Open Subtitles | اتفاق أوسلو جمع بين رابين وعرفات |
| Şimon Perez'e gitti Rabin savunma bakanıydı. | Open Subtitles | "ذهب الى "شمعون بيرس كـان رابين وزير الدفاع |
| Aşırı dincilerin önderleri başbakan İzak Rabin'i hedef alıyorlardı. | Open Subtitles | قادتهم استهدفوا "رئيس الوزراء "اسحق رابين |
| Rabin suikastı beni Shin Bet'in başına getirdi. | Open Subtitles | اغتيال رابين جاء بي الى الشاباك |
| Nasıl ki Peres ve Rabin'in bir anlaşmaya varma konusunda güçlü bir arzusu, kararlılığı varsa Rabin'in ölümünden sonra o istek, İsrail halkının uzlaşmaya, gerçek bir anlaşmaya varma arzusu da azaldı. | Open Subtitles | كما كانت هناك رغبة قوية، وقراراً حاسماً ونية حقيقية من "بيريز" و "رابين" للتوصل إلى اتفاق "بعد أن تم اغتيال "رابين |
| Eğer Pike çalışmaya devam ederse Erin Rabin hayatını hapiste geçirmeye istekli. | Open Subtitles | "أرين رابين" ترغب بأن تقضي بقية حياتها في السجن في مقابل أن يستمر "بايك" في عمله |
| Aslında İzak Rabin'den . | TED | بل هو صادر من إسحاق رابين |
| Bay Rayburn? Ben Tony Almeida. | Open Subtitles | سيد رابين انا طونى الميدا |
| Rayburn dosyalarımızı bu yüzden istedi. | Open Subtitles | -لهذا امرنا رابين بتحويل ملفاتنا |
| Rayburn'e söyledin değil mi? | Open Subtitles | اخبرت رابين ، اليس كذلك |