| Belki de bir polistir. Belki Harry'dir.. Kimse serserilerden onun kadar nefret etmez. | Open Subtitles | ربما إنه شرطي,ربما هاري الفاعل لا أحد يكرة المجرمين بقدر كراهيتة لهم |
| Belki sizi rahatsız etmem yanlıştır ama anlayacak biriyle konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | ربما إنه خطؤٌ مني أن أُزعجك لكنني احتاج أن أتحدث مع شخص يفهم |
| - Şimdi tekrar dinle. - Bir ses duydum. Belki de silah sesidir. | Open Subtitles | ـ أستمعي مجدداً ـ أنني أسمع ضوضاء، ربما إنه إطلاق نار |
| Muhtemelen, timsah ailesinin en tehlikeli olanları. | Open Subtitles | ربما إنه الأكثر خطوره مِن بين عائلات التماسيح |
| Muhtemelen ülkenin en büyük uyuşturucu kaçakçısı. | Open Subtitles | ربما إنه أكبر مهرب مخدرات .في البلاد كلها |
| Belki karar vermeden önce yüzümü görmek ister. | Open Subtitles | ربما إنه يود أن يرى وجهها قبل أن يقرر أجل .. |
| Belki de adam, ilaç alırken gördü onu. | Open Subtitles | أظن إنها تناولت الأدوية في الليلة .السابقة. ربما إنه رأها تتناولها |
| Belki bu kadar yeterlidir. Belki de artık diğer cadıların devralma ve bizim hayatlarımıza devam etme zamanımız gelmiştir.. | Open Subtitles | ربما هذا كاف ، ربما إنه الوقت كي تأخذ إحدى الساحرات مكاننا |
| Bu onun geçim kaynağı. O Belki de bu ülkenin en ünlü palyaçosu. | Open Subtitles | ربما إنه المهرج الأكثر شعبيه في هذا البلد |
| Belki de özel öğrenim programında olduğun öğretmenlerinin salak gibi hissetmeni sağlamakta çok başarılı oldukları içindir. | Open Subtitles | ربما إنه بسبب أن المدرسة قد وضعتك على الطريق العلاجى ومُعلمينك جعلوك تشعرك بأنك أبّله |
| Belki karisindan baskasiyla ne yapacagini bilmiyordu. | Open Subtitles | ربما إنه لم يعلم مالذي يفعله مع امرأة ليست زوجته |
| Belki de toplantidaydi ve rahatsiz edilmek istemedi. | Open Subtitles | الآن ربما إنه في اجتماع و لا يمكن مقاطعتُه |
| Güzel! Belki öyledir. Belki de buna ihtiyacım vardır. | Open Subtitles | حسناً, ربما إنه كذلك, ربما هذا ما أريده ربما هذا ما يستحقه |
| Belki bakteri çiftlikten sonraki bir temasta bulaşmıştır. Meselâ bitki işlenirken. | Open Subtitles | ربما إنه جاء من إتصال مع البكتيريا بعد أن غادر المزرعة، مثل معالجة نبات |
| Belki de beni yetkililere teslim etmenizin vakti gelmiştir? | Open Subtitles | ربما إنه الوقت المناسب لك للقبض علي لتسليمي للمسئولين؟ |
| Belki de...bu davayla ilgilenmek için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | ربما إنه ليس الوقت الأفضل لكي ترافعي هذه القضية |
| Belki de gördüğüm uzun rüyalar kadar zor olacak. | Open Subtitles | ربما إنه سيكون مثل إنني حلمت بـ حلم طويل ؟ |
| Muhtemelen bir şey yoktur ama gidip hem onu alıp hem de o sırada kasabada olan bitene hızlıca bakarız diye düşündüm. | Open Subtitles | ربما إنه لا شيء، لكن فكرت ربما نذهب ونحضرها، ونأخذ جولة سريعة في المدينة، ونرى ما الذي يجري هناك بالخارج. |
| Muhtemelen sorun yoktur. Sana döneceğim. | Open Subtitles | .ربما إنه لا شيء .سأعاود الإتصال بك |
| Her neyse. Muhtemelen kış uykusuna yatmıştır. | Open Subtitles | بأي حال، ربما إنه كان في حالة سبات. |