| O adam tam bir gangster ve üç çocuğu var. | Open Subtitles | هذا الرجل من أشد رجال العصابات و لديه ثلاث أطفال | 
| Bütün bildiğim ortada çok gangster ve çok problem var. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أن هناك الكثير من رجال العصابات جاهزين | 
| Çete üyeleri buraya daha önce işlerini bitirmek için geldiler. | Open Subtitles | رجال العصابات جاؤوا الى هنا من قبل لاكمال ما بدأوه | 
| Etraftaki bütün gangsterlerle bile kâr payları çok düşük. | Open Subtitles | ، رغم وجود كل رجال العصابات هنا فالتجار قليلون جداً | 
| New York City'deki İtalyan gangsterler içinde çok önemli ve gerekli biriydi. | Open Subtitles | .. لأنه كان حيويًا ومهم جدًا لـ رجال العصابات الإيطالية في نيويورك | 
| Ama unutma mafya hataları örtmek için mutlaka bir şeyler yapabilir. | Open Subtitles | ولكن رجال العصابات يمكنهم فعل أي شي لينظفوا أخطائهم من ورائهم | 
| Ama benim babam gangster değil. | Open Subtitles | من رجال العصابات الأغنياء أبي ليس رجل عصابات | 
| Kumar Kontrol Kurulu'nun sizin ya da Nicky gibi gangster dostlarınızın... sabıkasını incelemesini mi istiyorsunuz yoksa? | Open Subtitles | هل نحن واثقون أنك تريد من لجنة القمار أن تدقق في سجلك ,و أصدقائك من رجال العصابات مثل نيكي؟ | 
| O kadar çok gangster olmasına rağmen kâr marjı çok düşük. | Open Subtitles | رغم وجود كل رجال العصابات هنا فالتجارة محدودة جداً | 
| Varoşlarda oturuyorsun. Asla gangster olmayacaksın. | Open Subtitles | تسكن في النواحي ولن تصبح من رجال العصابات | 
| Çünkü ağabeyi önemli bir gangster. | Open Subtitles | أخيه يُعد أحد أكبر رجال العصابات كلارك أديسون؟ | 
| Tüm bunların merkezinde ise beş ilçe içindeki en kalabalık gangster kitlesi yer alıyor. | Open Subtitles | وفي وسط كل هذا كان بها اكبر عدد من رجال العصابات في الضواحي الخامسة | 
| Çete üyeleri ve bağımlılar iyi dövüşçü çıkartmazlar. | Open Subtitles | رجال العصابات و متعاطوا المُخدرات ليسوا بمُحاربين أكفاء | 
| Çete üyeleri top oynayamaz diye bir kural yok. | Open Subtitles | لا شيئ يقول أن رجال العصابات لا يمكنهم لعب الكرة | 
| Sonra bazı dangalak Çete üyeleri çıkıyor onu çeteye alıyor ve ona korunma sözü veriyor. | Open Subtitles | و من ثم أتى بعض رجال العصابات الحمقى قاموا بتجنيده و وعدوه بالحماية | 
| gangsterlerle kumar oynadığımı bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أنني ألعب البطاقات مع رجال العصابات. | 
| Ölecek kadar içiyorsun, gangsterlerle kavga ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تشرب حتّى الموت, تحارب رجال العصابات. | 
| New York City'deki İtalyan gangsterler içinde çok önemli ve gerekli biriydi. | Open Subtitles | .. لأنه كان حيويًا ومهم جدًا لـ رجال العصابات الإيطالية في نيويورك | 
| 1.70 boylarında, 65 kilo, büyük dişli, bir çete elemanına benziyordu. | Open Subtitles | رجل يزن 180 رطل له أسنان كبيرة ويشبة رجال العصابات | 
| 20'ye yakın mafya üyesi yakalandı ve adaleti engelleme suçundan yargılandı. | Open Subtitles | واعتقل 20 من رجال العصابات ووجهت إليهم تهمة عرقلة سير العدالة | 
| Fakat istediği olmadı ve gangsterlerin arasına düştüm. | Open Subtitles | لكنه لم يصل أبداً إلى غايته ووقعت أنا بين رجال العصابات | 
| Sophie, mafyadakileri nasıl yakaladın? | Open Subtitles | كيف تمسكين رجال العصابات يا (صوفي)؟ | 
| Tüm ufak mafyalar orda takılırdı, bu yüzden ailem bazen zor durumda kalırdı | Open Subtitles | لقد كان مكان تجمع لكل رجال العصابات الصغيرة لذا كانت عائلتنا تملك بعض الهاربين مع بعض الشخصيات السيئة من وقت لآخر | 
| O, Sing Sing'de gangsterleri ziyaret edermiş. Ve, onları gelecekteki işleriyle ilgili planlarını açıklamaya ikna edermiş. | Open Subtitles | كان يخدع رجال العصابات ليتكلموا عن عملياتهم المستقبلية | 
| New York'taki gangsterlarda geniş bir sıralanış var. | Open Subtitles | هناك مجموعة واسعة من رجال العصابات في مدينة نيويورك |