| Çünkü, erkek ya da kadın olmadan bunu yapmak cesaret ister. | Open Subtitles | لأن هذا يتطلب الكثير من الشجاعة لفعله بدون رجل أو إمرأة |
| Böylesi ulu bir akıla karşı, hangi erkek ya da kadın günah işleyebilir? | Open Subtitles | كيف لأي رجل أو امرأة أن يخطئوا تجاه هذه العقلية العظيمة |
| Tek gözlü bir adam veya kadın arıyordum. | Open Subtitles | كنت أبحث عن رجل أو امرأة ، بعين واحدة فقط. |
| En iyi olan adam veya kadın kazansın. | Open Subtitles | حظا سعيدا، وأه قد يكون أفضل رجل أو امرأة تفوز. |
| Kanun budur ve hiçbir Spartalı, kul veya halk erkek veya kadın, köle veya kral kanunun üstünde değildir. | Open Subtitles | هذا هو القانون. ولا اسبراطي، شخص مهم أو مواطن، رجل أو امرأة , عبد أو ملك فوق القانونِ. |
| erkek ve kadınlar tanıdım sadece. Kusurlu erkekler, kusurlu kadınlar. | Open Subtitles | أنا لم أقابل رجل أو أمراة أبداً، رجل كامل، أمرأة كاملة. |
| Hani herkesin kız ya da erkek olsun tam kendisine göre olduğunu düşündüğü biri vardır ya? | Open Subtitles | تعلمين كيف الجميع لديهم رجل أو فتاة مهما حصل فأنتي تتذكرين أنه الشخص المثالي لك؟ |
| 9'unda ya da 90'ında, erkek ya da kadın, ya bir filozofi doktoru ya da okulu bırakan bir öğrenci. | Open Subtitles | يمكن أن تتراوح أعمارهم بين 9 و 90 سنه رجل أو إمرأه متعلم أو غير متعلم |
| Ve kul ya da yurttaş, erkek ya da kadın köle ya da kral, hiçbir Spartalı, kanunların üzerinde değildir. | Open Subtitles | لم يعتلي إسبارطي أو مواطن رجل أو مرأة .. عبد أو ملك فوق القانون |
| Ve yardımıma ihtiyacı olan bir arkadaşı terk etmem, erkek ya da kadın. | Open Subtitles | ولن أتخلى عن صديق يحتاجني سواء كان رجل أو إمرأة |
| O da sadece hakkı bulamadı erkek ya da bal? | Open Subtitles | انه ما زال فقط لم يتم العثور على الحق رجل أو العسل؟ |
| "Hiçbir erkek ya da kadın, ne korkak doğar ne cesur sadece kaderine karşı gelir!" | Open Subtitles | لم يولد رجل أو إمرأة , شجاع أو جبان يمكنه تغيير مصيره |
| Bir adam veya kadın kapı kapı gezen, telefonlar açan insanları, iş bakımından ihtiyaçları için doğru plana yönlendiren biri. | Open Subtitles | رجل أو امرأة يقرع الأبواب،يجري الاتصالات يقابل الناس و الأعمال |
| Bir adam veya bir hayvan elini uzatıyor ve onu başka bir şeyle karıştırıyor. | Open Subtitles | رجل أو حيوان يمر و يخطئ في تمييزه |
| İngiltere'de bu iğrenç yaratığı durdurabilecek bir adam veya kadın yok... | Open Subtitles | ليس هناك رجل أو إمرأة في (انكلترا) بإستطاعته إيقاف ذلك المخلوق المثير للإشمئزاز |
| Bir erkek veya sadece tek bir kişi olduğunu varsaymayalım hemen. | Open Subtitles | لسنا بحاجة لإفتراض أنّه رجل أو مجرد شخص واحد |
| O zaman tanrı olurdun, ve hiçbir erkek veya kadın... böyle olmak için tasarlanmamıştır. | Open Subtitles | عندها ستكون إله، لا رجل أو إمرأة حيث كان مقدر أن تكون |
| Bir erkek veya kadın için bu dünyadaki en iyi şey bir atın üstüdür. | Open Subtitles | ـ قليلا أفضل شيء في العالم لداخل رجل أو إمرأة... خارج حصان |
| İkisinin de sözlük anlamı evlenmemiş erkek ve kadın. | Open Subtitles | وكلتاهما تُـعني حرفياً رجل أو إمرأة غير متزوجة. |
| O sahadaki her erkek ve kadın orada olmaktan kıvanç duyar. | Open Subtitles | كل رجل أو امرأة في هذا المجال تشعر بالامتنان للحصول على فرصة ليكون هناك، |
| Demokrat ya da Cumhuriyetçi, kadın ya da erkek olsun bu salonu gören birinin tarihe tanıklık ediyormuş gibi hissetmemesi imkansız. | Open Subtitles | ديموقراطي أو جمهوري رجل أو إمرأة يشاهدون هذه الغرفة |
| Etraftaki en mutlu insan veya şey ya da insan-şey olmalısın. | Open Subtitles | يجدر بك أن تكون أسعد رجل أو شيء أو صنيع البشر |