| Belli ki hatırı sayılır derecede aklı başında bir beyefendi. | Open Subtitles | من الواضح أنه رجل نبيل ذو قدر كبير من الأعتبار |
| bir beyefendi kalıp savaşır ama Amerikalı olarak kaçmamızı öneriyorum. | Open Subtitles | أي رجل نبيل سيصمد ويقاوم، ولكني كأمريكي، أقترح أن نهرب. |
| Montero'yu bir beyefendi olduğuna ikna edebilirsen seni yakın çevresine dahil edecektir. | Open Subtitles | أقنع مونتيرو أنك رجل نبيل ذو مكانة وهو سيتركك لتدخل دائرته |
| Biraz pratikle, bir centilmen olabilirsin. | Open Subtitles | مع بعض من التمرين اعتقد انك ستصبح رجل نبيل |
| Lütfen, ben bir beyefendiyim. Kesin olan tek şeyi yok etme. | Open Subtitles | من فضلك أنا رجل نبيل لا تدمري هذا الشيء بي |
| Montero'yu bir beyefendi olduğuna ikna edebilirsen seni yakın çevresine dâhil edecektir. | Open Subtitles | أقنع مونتيرو أنك رجل نبيل ذو مكانة وهو سيتركك لتدخل دائرته |
| -Soylu bir beyefendi olsa bile. -Masrafları kısmanın bir yolu yok muydu? | Open Subtitles | حتى لو كان هو رجل نبيل هل كانت هناك أي إمكانية لخفض النفقات؟ |
| bir beyefendi aradı ve aldığınız her şeyin parasını ödemek istediğini söyledi. | Open Subtitles | رجل نبيل اتصل وقال انه يريد الدفع لاي شئ اخترتيه |
| Yalnızca bu sabah, sen yokken, kiliseyi ziyarete gelen bağlantıları iyi olan bir beyefendi benim namımı duyup Marshalsea papazıyla tanıştırılmayı istemiş. | Open Subtitles | ففي نهار اليوم ، عندما كنت بالخارج رجل نبيل ذوي علاقات كان يزور المنشأه حينما سمع بي طلب أن يتعرف بي |
| bir beyefendi borçlarını ödemiş, fakat bizden ismini sakladı. | Open Subtitles | دفع دينه رجل نبيل ، ولكنه لا يريد منا أن نعرف اسمه. |
| bir beyefendi onun borçlarını ödedi ama ismini öğrenmemizi istemiyor. | Open Subtitles | دفع دينه رجل نبيل ، ولكنه لا يريد منا أن نعرف اسمه. |
| bir beyefendi böyle kasvetli bir mağarada oturmaya nasıl göz yumar? | Open Subtitles | كيف بمقدور رجل نبيل الجلوس في مكان كئيب كهذا؟ |
| Hemen uyum sağladığı bir hayat. Bu adam zeki, eğitimli... ve düzgün biri. Tam bir centilmen. | Open Subtitles | نمط حياة يلائمه تماماً، هذا الرجل مثقف وذكي ولائق، إنه رجل نبيل بكل معنى الكلمة |
| bir centilmen olarak sana zararını çıkarmak için bir şans verdim ama cebinde o kadar para olduğundan bile şüpheliyim kovboy. | Open Subtitles | بصفتي رجل نبيل, أعطيك فرصة ثانية مع أنّني لا أعتقد بأنّك تملك المال الكافي لكي تدفع دينك يا راعي البقر |
| Onun şirketinde bir yanlış yapmış bir centilmen sanıyorlar. | Open Subtitles | لقد ظنوا انه رجل نبيل الذي وقع بخطأ بسبب الصُحبة السيئة. |
| Sen bir öğretmensin, Ben bir beyefendiyim. | Open Subtitles | انت معلم أنا رجل نبيل. |
| Vladimir tez canlı büyük tutkuları ve yoğun enerjisi olan bir adam. | Open Subtitles | فلاديمير هو رجل نبيل متهور... رجل مع طموح كبير... و طاقة هائلة. |
| Yoksul bir Meksikalı silah ustasınca zengin bir asilzade için yapıldı. | Open Subtitles | لقد صنع من أجل مالك الأرض وهو غني رجل نبيل من قبل صانع أسلحة مكسيكي فقير |
| Kapıda partinize davetli olduğunu söyleyen bir bey var. | Open Subtitles | يوجد رجل نبيل بالباب يقول أنه من ضمن المدعوين في حفلتك |
| Hayır. Sen bir centilmensin. | Open Subtitles | لا ، أنت رجل نبيل. |
| Kelebek, Basil! bir limenitis sevilla. Nadiren bir beyefendinin evinde görülür. | Open Subtitles | هذه فراشة نادرة جداً ، من الصعب تواجدها في حديقة رجل نبيل |
| Bugün, Dwight'ı bir beyefendiye dönüştürmek için yardımınız gerekiyor. | Open Subtitles | نحتاج مساعدتكم لجعل دوايت يبدو بمظهر رجل نبيل |
| Sadece bir beyefendi değil, şerefli bir beyefendisin demek. | Open Subtitles | ،لست مجرد رجل نبيل بل ورجـل نبيل شريف |
| Çok hoş ve konuşkan bir beyefendiydi. | Open Subtitles | رجل نبيل ومهذب جدا. |
| Ama Brutus muhteristi, diyor. Brutus'sa şerefli bir insandır hiç şüphesiz. | Open Subtitles | ولا زال (بروتس) يقول أنه كان طموحاً، وبالتأكيد (بروتس) رجل نبيل |