İşi garantiye almak için, Chicago'ya başka bir uçuş olup olmadığını kontrol edeyim. | Open Subtitles | أتعلم إنه في الجانب الآمن لو تفقدت رحلة أخرى لن يضر هذا |
Sırf arabana denk gelmek için... - ...başka bir uçuş seferiyle gelmeliydim. | Open Subtitles | كان يجب على حجز رحلة أخرى فقط للوصول لسيارتك |
Beni iş mülakatı için neredeyse tam zamanında yetiştirecek bir uçuş daha olduğu ortaya çıktı, ama uçuş havaalanın öbür ucundaydı. | Open Subtitles | الظاهر أن هناك رحلة أخرى بالكاد حصلت عليها إلى شيكاغو في الوقت المناسب لمقابلة شغلي لكنها كانَت على طول الطّريق في الجانب الآخر للمطار |
başka bir uçuş daha kaçırmak istemiyorum, biliyorsun. | Open Subtitles | لا أرغب فى تفويت رحلة أخرى |
Şehre Bir yolculuk daha yapmak ister miydin? | Open Subtitles | اسمعى .. هل تمانعين فى رحلة أخرى للمدينة |
Bay Massie. En sevdiğiniz yere Bir yolculuk daha. | Open Subtitles | سيد ماسي رحلة أخرى نحو حيك المفضل |
Senin için başka bir yolculuğa daha katlanabilirim. | Open Subtitles | من أجلك.. سأتحمل عبء رحلة أخرى |
Tanığı görmek için bir yolculuğa daha mı çıkıyoruz? | Open Subtitles | سنذهب في رحلة أخرى لنرى الشاهد |
Barney, öfkelenmeden önce beş dakika sonra kalkacak bir uçak daha olduğunu bil. | Open Subtitles | (بارني)، قبل أن يثور غضبك هناك رحلة أخرى ستقلع بعد 5 دقائق -ستستقلّها |
başka bir uçuş bulmak için Davison'a gitmem gerekti. | Open Subtitles | اضطررت للقيادة حتى (ديفيسون) لأبحث عن رحلة أخرى |
Çünkü bizim için başka bir uçuş buldun! | Open Subtitles | لأنكِ وجدتِ لنا رحلة أخرى! |
Bir uçuş daha kaçırmak istemiyorum, biliyorsun. | Open Subtitles | لا أرغب فى تفويت رحلة أخرى |
- "Bir yolculuk daha." Bu hiç adil değil. - Neden bahsediyorsun sen? | Open Subtitles | رحلة أخرى, هذا ليس عدلاً - عن ماذا تتكلمين؟ |
Bangalore'ya saat 2'de bir uçak daha var. | Open Subtitles | هناك رحلة أخرى إلى (بانغالور) عند الساعة الثانية |