| Geride bıraktığım tek hediyelik eşya çantamla birlikte gitti. | Open Subtitles | كلُ التذكارات التي تبقتْ لي، رحلتْ بعيداً مع حقيبتي. |
| Yani, ben onu çok sevdim o ise öylece çekip gitti. | Open Subtitles | أعني أنّي... أحببتُها، و هي ببساطة... رحلتْ. |
| Arkadaşlıkta huysuzluk yaptı ve küsüp gitti. | Open Subtitles | تصرّفتْ كالأطفال أيضًا و رحلتْ على عجل |
| Hayır, bekle. Beni burda bırakıp gitti. | Open Subtitles | كلا ، انتظري لقد رحلتْ |
| Artık o da gitti. | Open Subtitles | الآن بما أنّها رحلتْ. |
| Hanna buraya geldiğinde Alison'ı arıyordu, ama Alison gitti. | Open Subtitles | حسنٌ ... ( هانا) كانتْ تبحث (عن (آليسون و لكن (آليسون) رحلتْ |
| gitti. | Open Subtitles | لقد رحلتْ |
| - Sarah. - Sarah gitti. | Open Subtitles | لقد رحلتْ. |