| Gitme vaktiniz gelene kadar güvenlik irtibat görevlim sizi izleyecek. | Open Subtitles | سأطلب من ظابط الأمن مراقبتك حتى يحين موعد رحيلك |
| - Gitme zamanın geldi. - Hiç gitmek istemiyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان وقت رحيلك أه أنا لا أريد الرحيل |
| Bence sen gittikten sonra ne olacağını düşünmelisin. Hepinizin iyiliği için. | Open Subtitles | يجب عليك أن تفكر عمّا سيحدث بعد رحيلك لمصلحتكم جميعاً .. |
| Sen gittikten sonra kasabanın bu yakasına hiç uğramadı. | Open Subtitles | أعنى أن أحداً لم يراها فى هذا الجزء من البلدة منذ رحيلك |
| Gitmeden önce bana söylediğin o şeyler Beni hiç özledin mi? | Open Subtitles | بعد كل ماقلته قبل رحيلك هل حتى إشتقت إلي؟ |
| Artık satmıyorlar bile, ama gittiğinden beri bunu ariyordum, ve bir tane buldum. | Open Subtitles | لم يعد يبيعون منها منذ مدة لكني بحثت كثيرا بعد رحيلك ووجدت واحد |
| Kip sen ayrıldıktan sonra takımın küçük lideri oldu. | Open Subtitles | أصبح لكيب طاقم صغير من المهربين بعد رحيلك |
| Birazdan sarayı askerler basar. Gitme vaktin geldi. | Open Subtitles | قريباً سيكون هُنالك جنودً قادمون الى القصر لِهذا فلقد حان وقتُ رحيلك |
| Biraz kanepede takıldık ve dedim ki: "Benim uyuma zamanım, senin de Gitme zamanın geldi" | Open Subtitles | تعانقنا قليلا على الأريكة "ثم قلت " حسنا، سأذهب للنوم الآن، حان وقت رحيلك |
| Sonra ona "pekala, ben artık yatacağım. Gitme vaktin geldi" dedim. | Open Subtitles | "ثم قلت " حسنا، سأذهب للنوم الآن، حان وقت رحيلك |
| Eğer içindeyse ve açamazsa, sen gittikten sonra açacaktır. | Open Subtitles | إن كانت الدمية بداخلها ولا تستطيع فتحها ستفتحها بعد رحيلك |
| sen gittikten sonra, senin için uzun konuşmalar yazdım. | Open Subtitles | اعتدتُ على خوض محادثات طويلة معك بعد رحيلك |
| Siz gittikten yirmi dakika sonra kalbi durdu. | Open Subtitles | بعد 20 دقيقة من رحيلك حصلت له سكتة قلبية |
| Bak Whitney, eskiden düşman olduğumuzu biliyorum ama Gitmeden önce bir anlaşma yaptığımızı sanıyordum. | Open Subtitles | ويتني أعرف أننا أختلفنا بالماضي ولكن قبل رحيلك ظننت أننا توصلنا لتفاهم |
| Gitmeden önce sana birkaç tüyo vereyim dedim. | Open Subtitles | رأيت أن أعطيك بعض النصائح المهنية قبل رحيلك |
| Peki, siz Gitmeden önce, hikâyenizi doğrulaması için onu bir arayalım. | Open Subtitles | نعم ، ولكن يتوجب عليّ بأن أحادثها قبل رحيلك فقط لأتأكد بأن روايتكَ متوافقة |
| Sen gittiğinden beri başıma bir sürü berbat şey geldi. | Open Subtitles | اسمعي , الكثير من الامور المروعة حدثت منذ رحيلك ِ |
| Sen gittiğinden beri, varsa yoksa sinema, partiler paten kaymaca, eğlence parkları. | Open Subtitles | أجل منذ رحيلك وهم يذهبوا إلى السينما والحفلات والتزحلق والتنزهات |
| Sen ayrıldıktan sonra hamile olduğumu farkettim, ve çok korktum, Ricky. | Open Subtitles | اكتشفت بأنني حامل بعد رحيلك كنت خائفة يا ريكي |
| Buraları ne kadar erken terk ederseniz o kadar iyi. | Open Subtitles | كلما عجلتِ في رحيلك عن هذا الحي، كلما كان أفضل |
| Sen gidince, işini devraldı. | Open Subtitles | أخذ عملك بعد رحيلك. |
| Şimdi hepimizin iyiliği için... gitmeni istemek zorundayım. | Open Subtitles | لذا من أجل الخير العميم يجب أن أصر على رحيلك |
| Uzun süre ben yanlış bir şey yaptığım için gittiğini sandım. | Open Subtitles | ولوقتِ طويل اعتقدت أنني ارتكبتُ أمراً سيئاً وكان هُو سبب رحيلك. |
| İşte bu yüzden artık sizinle değilim ve yine bu yüzden sen gider gitmez ortadan kaybolacağım. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا لست معك بعد الآن و لهذا السبب بمجرد رحيلك سأختفي |
| "Ölüm arkasında durdu ve şöyle dedi: 'Beni takip et. Bu dünyadan ayrılma vaktin geldi.'" | Open Subtitles | ووقف الموت ورائي قائلاً: "إتبعني، فقد حانت ساعة رحيلك عن العالم". |
| gitmenin bedeli bu ise buna katlanabilirim. | Open Subtitles | لو كان ذلك ثمن رحيلك هذا شيء يمكنني التعايش معه |
| Benden ayrıldığın gün onu tatile mi götürüyorsun? | Open Subtitles | أستأخذها في رحلة يوم رحيلك عني؟ |
| Altıncı aşama eroin, yedinci aşamadaysa buradan gitmen var. | Open Subtitles | المرحلة السادسة الهرويين المرحلة السابعة رحيلك |
| Dün öyle çekip gittiğin için özür dileyeceksin. Dileme. | Open Subtitles | كنت على وشك أن تعتذر بسبب رحيلك البارحة,لا تفعل |