| Ama önce, bunu neden yapmak istediğimi anlatayım. | TED | ولكن دعوني أخبركم أولًا عن سبب رغبتي في فعل ذلك. |
| Çünkü yeteneklerinden faydalanma isteğimizle seni kovma isteğim tamamen dengelenmiş durumda. | Open Subtitles | لأنّ لدينا حاجة مُلحة لمهاراتك المتوازنة بدقة من جانب رغبتي بطردك. |
| Hep kalabalık barlara gittim asıl istediğim arkadaşlarımla sakin bir akşam yemeği yemek olmasına rağmen. | TED | وكنت أحاول دوماً الذهاب إلى الحانات المزدحمة بينما كانت رغبتي حينها أن أحصل على عشاء هادىء مع أصدقائي. |
| Hayır, her ne kadar gitmek istesem de kapıma gelmedikleri sürece plan yapmam. | Open Subtitles | كلا، على الرغم من رغبتي بالذهاب، لا أستطيع تحديد مواعيد حتّى يرجعون للمنزل. |
| O konuda sana iyi sanşlar, konuşmak istersen ben buralardayım. | Open Subtitles | حسناً، حظ سعيد مع ذلك، انـا بالجوار إن رغبتي بالتحدث. |
| Bu güçlü keşif (inovasyon) yapma arzum haline geldi. | TED | أصبح ذلك هو رغبتي الصادقة لكي أشعل جذوة الإبتكار بداخلي. |
| Yanıtı bilmek istediğimden yüzde yüz emin olmasam da soruyorum. | Open Subtitles | أطرح هذا السؤال رغم عدم يقيني من رغبتي بمعرفة الجواب |
| Ama daha fazla yazdıkça ve pratik yaptıkça, daha fazla bunu sergilemek istedim. | TED | لكن كلما كتبت أكثر، و كلما تدربت، كلما زادت رغبتي بالأداء. |
| Bu şişeyi açıp içine gömülmek istememin sebebi senin bize yaptıkların. | Open Subtitles | سبب رغبتي لفتح هذه القنينة والإنغماس فيها هو ما فعلتِه بنا. |
| -Yağsız tahıl. Evet, evet, iyi görünüyor. Ama onu bunun için geri istemiyorum. | Open Subtitles | يبدو جيداً، لكن ليس سبب رغبتي بعودته أفتقده فحسب |
| Bu ilişkinin yürümesini ne kadar istediğimi biliyorsun. | Open Subtitles | إنكِ تعرفين مدى رغبتي بإنجاح هذه العلاقة |
| Bende tam şu top şekerlerden ne kadar istediğimi düşünüyordum ama annem odamı temizleyene kadar beş kuruş vermiyor. | Open Subtitles | أنا فقط كنت أفكر في مدى رغبتي في كرة علكية لكن أمي لن تعطيني نيكل حتى انظف غرفتي |
| Çünkü yeteneklerinden faydalanma isteğimizle seni kovma isteğim tamamen dengelenmiş durumda. | Open Subtitles | لأنّ لدينا حاجة مُلحة لمهاراتك المتوازنة بدقة من جانب رغبتي بطردك. |
| Siz kan emicilerin isteğim dışında beynime tecavüz etmenizden bıktım usandım lan! | Open Subtitles | لقد طفح كيلي منكم يا شاربي الدماء تقوم بإغتصاب عقلي ضد رغبتي. |
| Fakat bugün, olmak istediğim erkeğim; kendi tasarladığım bir erkeğim. | TED | لكن اليوم، أنا رجل نزولاً عند رغبتي الخاصة؛ رجلٌ كما أريد أن أكون. |
| Ne istiyorsan yapabilirsin, çünkü Benim istediğim de bu. | Open Subtitles | افعل ما تشاء بي , لأن هذا هو منتهى رغبتي |
| Her ne kadar tam zamanlı koruman olmak istesem de bazen yalnız olacaksın. | Open Subtitles | أتعلمين، بالرغم من شدّة رغبتي بأن أكون حارسك الشخصيّ الدائم، فستكونين بمفردك أحيانًا. |
| Yakında, ekmeği kapı büyüklüğünde dilimleyebilirsin istersen. | Open Subtitles | قريبا , سوف يكون باستطاعتك تقطيع الخبز الي شرائح كبيرة مثل الابواب لو رغبتي بهذا |
| ona; sizin ve Markizin iyi arkadaş olmanızın en içten arzum... olduğunu yazacağım. | Open Subtitles | وأخبره بأنها رغبتي الجادة بأن تصيرا أنتِ والمركيز صديقان جيدان |
| Gerçeği söylemek gerekirse, burada olmak istediğimden emin değilim. | Open Subtitles | لأخبركم الحقيقة، إنني لست متأكداً من رغبتي بالقدوم إلى هنا |
| İnsanların bu bitkileri istediği kadar çok bir şeyleri istemek istedim. | Open Subtitles | رغبتي بالرغبة بشيء ما تضاهي رغبة الناس بهذه الأزهار |
| İşte hücremi değiştirmemi istememin sebebi bu. | Open Subtitles | هذا هو السبب في رغبتي في استبدال الزنزانة |
| O yüzden, sevgili Howard Doyle'ın aklında en ufak bir şüphe kalsın istemiyorum. | Open Subtitles | لذا رغبتي هي إزالة أي أثر للشك من عقل عزيزي هاواردي دويل |
| Ne kadar sert olursa olsunlar güneşi yüzümde hissetme arzumu hiç unutmadım. | Open Subtitles | و بقدر صعوبة تلك السنوات لم أفقد عزيمتي أبداً رغبتي بأن تلامس الشمس وجهي مجدداً |
| Anlatmak isteyip istemediğimi bile bilmiyorum. Kendimi çok aptal hissediyorum. | Open Subtitles | لست حتى متأكدة من رغبتي في الحديث عن ذلك، أشعر بغباء شديد. |
| Benim algılayıcı destekli teknoloji oluşturma isteğim muhtemelen hayatım boyunca süren teknoloji ve algılayıcı sevgimden gelmişti. | TED | رغبتي لإنشاء مستشعر تكنولوجي ربما تنبع من حبي طول عمري للمستشعرات والتكنولوجيا. |
| Bu bant sürekli olarak vücuduma nikotin veriyor sigara içme isteğimi yok ediyor. | Open Subtitles | هذه الرقعة تنشر النيكوتين في جسدي ، وتقلل من رغبتي بالسجائر |