| Son birkeç yılda onu kendim için işe almaya çalıştım ama reddetti. | Open Subtitles | حاولت أن أوظفها بنفسي في السنتين الأخيرتين لكنها ، رفضتني .. |
| Yani demek istediğin federal mahkeme beni tekrar reddetti. | Open Subtitles | اتقولين ان المحكمه الفيدراليه رفضتني مرة اخر ؟ |
| Beni reddettin. Şimdi sana kendi acımı hissettireceğim. | Open Subtitles | أنت رفضتني حرفياً سأجعلكِ تشعرينَ ألمي. |
| Beni reddederse her gün işe kendimi aptal gibi hissederek giderim. | Open Subtitles | ماذا لو رفضتني وإنتهى الأمر نعمل معاً طوال اليوم وأشعر بالحمق |
| Ruth ""evet"" demeden önce iki kız beni reddetmişti." | Open Subtitles | رفضتني فتاتين قبل ان توافق روث |
| Beni daha önce reddettiğini biliyorum ama dürüst olmak gerekirse ben de birbirimize uygun olduğumuza emin değildim. | Open Subtitles | أعلم أنك رفضتني كثيراً من قبل لكن بصراحة لم أكن متأكداً من أننا مناسبان لبعضنا لكني الآن متأكد |
| Beni reddeden uzun boylu kızı anlattım diye benimle alay ediyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تُضايقيني لأني أخبرتُكِ .عن الفتاة الطويلة التي رفضتني |
| Beni bir kere reddetmiştin belki teklifimi yeniden düşünmenin vakti gelmiştir. | Open Subtitles | لقد رفضتني مرّة، لكن ربّما آنت لحظة إعادة التفكير بعرضي. |
| Hızarın içine dalmışım. Beni reddetti. | Open Subtitles | لقد دخلت الى المنشار , لقد رفضتني |
| Beni sadece üç kez reddetti; hâlâ büyük şansım var. | Open Subtitles | لقد رفضتني لثلاث مرات فحسب، لازال بوسعي المحاولة معها! |
| Angela'ya teklifte bulundum ama o beni reddetti. | Open Subtitles | عرضت نفسي على انجيلا ولقد رفضتني |
| Yeni bir dönemin açılışını insanlık tarihi . Ama o beni reddetti . | Open Subtitles | لتدشين حقبة جديدة من التاريخ البشري لكنها رفضتني . |
| Beni sadece üç kez reddetti; hâlâ büyük şansım var. | Open Subtitles | لقد رفضتني لثلاث مرات فحسب، لازال بوسعي المحاولة معها! |
| Beni reddetti. Geri çevirdi. | Open Subtitles | رفضتني, لقد رفضتني |
| Beni reddettin, Michael. | Open Subtitles | -قد رفضتني يا (مايكل ) -فلنتقابل ونناقش هذا الأمر |
| İşte yine reddettin! | Open Subtitles | أوه . رفضتني مرة ثانيه |
| - Beni reddettin. - Reddetmedim. | Open Subtitles | لقد رفضتني - لم أرفضك - |
| Eğer beni reddederse, gidip bir iki tane mısır unlu sosis alırım ben de. | Open Subtitles | اذا رفضتني بعد ذلك استطيع ان اذهب لأشتري بعض اعواد الذرة |
| Beni reddederse, onun için tam bir pazarlama kâbusu olur. | Open Subtitles | لو هي رفضتني ستكون تلك خسارة كبيرة لها فى مجال العلاقات العامة |
| Silver beni reddetmişti, | Open Subtitles | لقد رفضتني سلفر |
| Bazıları O'nun beni reddettiğini söyleyebilir, ama yerimin doldurulmasını istemediğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | البعض قد يقول أنها رفضتني لكن أنا أقول أنها لا تريد أن تُستبدل |
| Gerçi beni reddeden biri vardı. | Open Subtitles | رغم كل هذا, هناك امرأة واحدة رفضتني |
| Beni reddetmiştin. | Open Subtitles | لقد رفضتني |
| İstenmedim, reddedildim... başkalarının önünde aşağılandım. | Open Subtitles | رفضتني و طردتني إهانة علنية |