| Bana teklif ettiler ama o federal salakları reddettim. | Open Subtitles | لقد قدموا ليَ عرضاً لكني رفضتُ عرضَ أولئكَ الفدراليين الحُقراء في الحال |
| Hayır, hayır. Sadece yaşı küçüklere alkol satmayı reddettim. Bizim okuldan olanlara ve benzerlerine. | Open Subtitles | لا، لا، لا، رفضتُ فقط بيع الكحول للقاصرين، زملاء مدرستي وما شابه |
| Benim annem de bana ortodontist ol demişti ama ben hayır dedim. | Open Subtitles | أمي أرادتني أن أصبح طبيبٌ لتقويم الأسنان لكنني رفضتُ ذلك |
| Katolikliği reddettiğim için hala bana kin besliyorsun. | Open Subtitles | ما زلتَ تضمرُ ليَ الضغينَة لأني رفضتُ الكنيسة الرومانية |
| Ya reddedersem? | Open Subtitles | و ماذا لو رفضتُ ؟ |
| Güya arkadaşım olacak şahıs benden taşınabilir sürücüyle oynamamı istedi Ve ben reddettim. | Open Subtitles | أرادَ منّي صديقٌ زائف العبث بالذاكرة , و رفضتُ فعل ذلك |
| Aramızı düzeltmek istedi. Bense reddettim. Düzeltebilirdim ama yapmadım. | Open Subtitles | أرادت أن نتصالح، ولكنّي رفضتُ كان ينبغي أن أقبل، ولكنّي لم افعل |
| - Rolü reddettim, zenginliği reddettim. | Open Subtitles | لقد رفضتُ الدور، وإستدرتُ بظهري عن الثروة. |
| Az önce yıllık 4 milyon doları reddettim gerçek haberleri sunarak iyiye vesile olmak için. | Open Subtitles | لقد رفضتُ للتو عرضًا بقيمة 4 ملايين دولار سنويًا. مقابل أن أحاول أن أقوم ببعض الخير عن طريق تقديمي للأخبار. |
| Bu bel fıtığı sorun olmaya başlayınca gitmeme tehlikesi oluştu fakat ben hayır dedim. | Open Subtitles | لقد هدّدوني بأنّهم سيبقون هنا ما إن تظاهرت مشكلةُ الفتق لكنّني رفضتُ ذلك |
| - hayır dedim zaten. Hemde iki kere.Ama sen her zaman olduğu gibi şeyine bile takmadın | Open Subtitles | لقد رفضتُ مرّتين، ولكن كعادتكَ لا تبالي. |
| Domuz alman için sana borç vermeyi reddettiğim zamana ne diyorsun peki? | Open Subtitles | و ماذا عن تلكَ المرة التي رفضتُ فيها إقراضكَ النقود لأجل ذلكَ الخنزير ؟ |
| Bu...bu ödemeyi reddettiğim hız cezası. | Open Subtitles | -هذه... هذه مخالفة السرعة التي رفضتُ تسديدها |
| Peki ya gelmeyi reddedersem? | Open Subtitles | وإنْ رفضتُ المجئ؟ |
| Ben geri çevirdim. | Open Subtitles | أنا من رفضتُ الذهاب |
| Reddedecek olursam? | Open Subtitles | و ماذا لو رفضتُ ؟ |
| Sizle çalışmayı reddettiğimi söyledim O'na. | Open Subtitles | أخبرتُها أنّي رفضتُ التعاون معكما |
| Şu içeriden satışlar konusunda ifade vermeyi reddetmiştim. | Open Subtitles | رفضتُ الشهادة في قضيّة التجارة الداخلية تلك |
| Mailimin de onaylayacağı gibi bu işi kabul etmedim. | Open Subtitles | مثلما ستشهد رسالتي الإلكترونية، لقد رفضتُ العمل. |
| Seni geri çevirdiğim için özür dilerim. Hata ettim. | Open Subtitles | آسف لأني رفضتُ طلبكم, كنتُ مخطئاً |
| Ve bilgin olması açısından, teklifi geri çevirmiştim. | Open Subtitles | و لمعلوماتك رفضتُ طلبها |