| Bedevi rehber, O' na ve arkadaşı Ebu Bekir' e öncülük edip haziran sıcağında, çölün insan ayağı değmemiş bölgelerinde kaçmalarını sağladı. | Open Subtitles | الدليل البدوى قاده هو و رفيقه أبو بكر فى رحلة هروبهم فى طرق غير مؤهولة فى الصحراء وفى حرارة أيام شهر يونيو |
| Tatlı, duygusal, yaratıcı Tyler oda arkadaşı tarafından başka bir adamla beraber olurken .gizlice videoya alınmış. | TED | تايلر الجميل و الحساس و المبدع تم تصويره سرا بواسطة رفيقه في الغرفة بينما كان في لحظة حميمة مع رجل آخر. |
| Deplasmanlarda onun oda arkadaşı olmanı istiyoruz. | Open Subtitles | نريدك أن تكون رفيقه فى السكن خلال الموسم |
| Bir zamanlar kendini sihirbaz zanneden hücre arkadaşım vardı. | Open Subtitles | كما تعلمون، كان لي رفيقه خلية مرة واحدة الذي يعتقد أنه كان الساحر. |
| Ve onun eski dostu da bütün bu karaborsanın lideriymiş. | Open Subtitles | نعم ، ويصادف ان رفيقه القديم في الحرب يكون زعيم السوق السوداء بأكملها؟ |
| O ve ortağı vurulmuş ve en ağır yarayı o almış. | Open Subtitles | هو و رفيقه لقد تلقوآ الطلقات ولكن أخوها تلقى الأسوء |
| Daha da iyisi. Onu ve yanındaki arkadaşını idam etmeyi planlıyorlar. | Open Subtitles | . بل أفضل , سيقمون بإعدامه مع رفيقه غداً |
| Sonunda beyaz cüce arkadaşından o kadar çok malzeme emer ki nükleer bir aşırı yükleme durumuna erişir. | Open Subtitles | يستنزف القزم الأبيض موادًا كثيرة من رفيقه حتى تزداد حمولته النووية |
| Ham-hırsız uzun zamandır yoldaşı olan başkan Mc-peynirden kurtulabildi. | Open Subtitles | تمكن الهمبركلر من النجاة بمساعدة رفيقه القديم العمدة ماكتشيز |
| Hücre arkadaşının bacaklarını kırmış, dolayısıyla 1 yl tek kişilik hücreye tıkmışlar. | Open Subtitles | حطم قدم رفيقه بالزنزانة لذا. وضعوه بالحبس الإنفرادى |
| Tabi ki video oyun arkadaşıyla daha çok zaman geçirmek ister. | Open Subtitles | و بالطبع، لربما يريد أن يقضي المزيد من الوقت مع رفيقه في ألعاب الفديو |
| arkadaşı bira alırken, arabada bekliyormuş, sonra bum, bum, bum. | Open Subtitles | ينتظر فيما رفيقه يشتري البيره اطلق النار |
| Yanındaki arkadaşı kara derili, yüzünde İslam dövmesi var. | Open Subtitles | رفيقه اسمر البشره و يبدو من وجهه انه مسلم |
| En iyi arkadaşı ve top karşılayıcısı olan Ricky Freeman'ın aynı zamanda karısıyla birlikte olduğunu öğrenmiş. | Open Subtitles | لقد قال لي أنه اكتشف أن رفيقه ريكي فريدمان وهو صديقه المفضل كان يضاجع زوجته |
| O ve onun sarhoş arkadaşı pencereme taş atıyorlardı. | Open Subtitles | هو و رفيقه التافه. كانا يقذفان بالحجارة علي نافذتي. |
| Sonra arkadaşı parkın içinde onu kovaladı. | Open Subtitles | ثم رفيقه بدأ مطاردته في كافة أنحاء المتنزه، |
| arkadaşı kokpiti açtığımızdan beri kelepçeli durumda. | Open Subtitles | رفيقه مقيد فوق منذ أن فتحنا قمرة القيادة |
| Bir arkadaşıyla kalıyormuş; ama arkadaşı gittiğini söylüyor. | Open Subtitles | لقد كان يبيت عند أحد رفقته ولكن رفيقه يقول أنه رحل |
| Eğer Tucker'ın ev arkadaşım olduğunu öğrenirse, onu iki saniyede terk eder. | Open Subtitles | لو عرفت انى رفيقه فى السكن, سوف تهجره فى ثانيتان |
| Tuvalette yaralanan adam, onun dostu. | Open Subtitles | الرجل الذي أصيب بالحمام... رفيقه |
| Jean-Louis Duroc arabayı ortağı Chemin ile paylaşacak. | Open Subtitles | (جان-لوي ديروك) سيتبادل القيادة مع رفيقه (شيمان). |
| Seyahat arkadaşını her ne kadar tasvip etmesem de Duke Crocker doğru şeyi yapıyor olabilir. | Open Subtitles | على الرغم من أنني لا أوافق من رفيقه في السفر ربما دوك كروكر لديه فكرة صحيحة |
| Yani sonuç olarak, âmâ bir adamın tek arkadaşından vazgeçmesini istiyorsun. | Open Subtitles | إذن الخلاصة... أنك تريد من رجل ضرير... أن يتخلى عن رفيقه الوحيد. |
| Ya yoldaşı olurdun ya da ölürdün. | Open Subtitles | كن رفيقه او مُت |
| Alice'in geçen hafta... tanıştığı çocuk... ona oda arkadaşının takıldığı kızın göğüslerinin fotoğrafını atmış... ve göğüsler Alice'inmiş. | Open Subtitles | قابلت آليس رجل على تيندر بالأسبوع الماضي اراها صورة ثدي لفتاه رفيقه بالسكن ضاجعها |