| Buz tutmuş camların ötesindeki karanlıkta büyük muhteşem kar taneleri düşüyor. | Open Subtitles | و رقائق الثلج الكبيرة تتساقط في العتمة خلف الأشجار المتجمدة |
| Tamam, kişisel birşey değiller Sadece kar taneleri gösteriyorlar-- | Open Subtitles | الكلاب الإلمانية , رقائق الثلج |
| Her sabah kayak yapmaya gitmeden önce, erkenden kalkar ve bana kar tanesi tarçınlı Fransız tostundan yapardı. | Open Subtitles | كل صباح، قبل أن نذهب للتزلج، كان يستيقظ قبل الجميع ويصنع لي توست رقائق الثلج بالقرفة الفرنسية. |
| Sanırım "kar tanesi Balosu" yüzünden. | Open Subtitles | أعتقد أنه بسبب حفلة رقائق الثلج |
| - Voparizatörümden Buzlar sarkıyor. - Tamam! | Open Subtitles | ـ لقد كانت رقائق الثلج تسقط على مرشتي ـ حسنٌ |
| Beni küçük buz parçaları ile besliyordu. O anda bütün babaların yapabilecekleri bundan ibaret. | Open Subtitles | كان يطعمني رقائق الثلج هذا ما يمكن للآباء فعله في تلك اللحظة |
| - kar taneleri mükemmeldir... | Open Subtitles | رقائق الثلج كاملة |
| Teşekkürler, kar taneleri. | Open Subtitles | شكراً لكِ, يا رقائق الثلج |
| kar taneleri... süzülüyor... | Open Subtitles | رقائق الثلج... تتساقط... |
| İzle. kar tanesi mübarek. | Open Subtitles | عزيزتي رقائق الثلج |
| O gitti, kar tanesi. | Open Subtitles | لقد ذهب يا رقائق الثلج |
| Buzlar hiçbir işe yaramıyor! | Open Subtitles | رقائق الثلج هذه لاتفعل شيء |
| Buzlar! | Open Subtitles | رقائق الثلج! |
| buz parçaları verdiler sana.. | Open Subtitles | قالوا بأنّه تستطيع تناول رقائق الثلج |
| Aman tanrım. Sana buz parçaları getirdim, tatlım. İşte burda. | Open Subtitles | يا إلهي، لقد جلبتُ رقائق الثلج ياعزيزتي، تفضلي{\pos(155,255)} |
| buz parçaları. | Open Subtitles | رقائق الثلج |