| Demek ki bomba çinko kaplı çelikten ince bir kaptaydı. | Open Subtitles | إذاً كان القنبلة موضوعة في حاوية رقيقة من الفولاذ المجلفن |
| Saat alarmı. Duvarlar çok ince ve şovuma yoğunlaşmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | هذه الحيطان رقيقة جداً، وأنا أحتاج للعمل وللتركيز على معرضي |
| Göğsümden vurulmak tıpkı nazik, hoş bir kucaklaşma gibi hissettiriyor ve ceketinin içine giyilebilecek kadar ince ve kabarıklık yapmaz. | Open Subtitles | ان يُطلق عليك الرصاص وانت تلبس سترتي لا تختلف كلياً عن الشعور بالراحة كعناق قوي وهي رقيقة كفاية لتلائم معطفك |
| İnsanlığa dair ve dram içeren nazik bir konuya temas edebilme fırsatı bu dünyada herşeyden çok arzu ettiğim bir şey . | Open Subtitles | فرصة التعامل مع حالة رقيقة و انسانية و ذات طابع درامي.. هو شيء أسعى له أكثر من أي شيء آخر في العالم |
| Rahipler tarafından elle yapıldı... O çok narin bir alet. | Open Subtitles | تم صنعها يدوياً بواسطة الناسكين رقيقة جداً |
| Son derece tatlı biri için içimde bazı duyguların uyandığından eminim ki siz de şüphelenmişsinizdir. | Open Subtitles | أعتقد أنك تعرفين جيداً أنني كوّنت مشاعر معينة لشخصية رقيقة ومخلصة، |
| Denizanaları, çoğu deniz omurgasızı gibi yumuşak ve hassas vücutlara sahiptir. | Open Subtitles | قناديل البحر، كحال الكثير من اللافقاريات البحريّة، لديهم أجساد رقيقة ضعيفة. |
| Göğsümden vurulmak tıpkı nazik, hoş bir kucaklaşma gibi hissettiriyor ve ceketinin içine giyilebilecek kadar ince ve kabarıklık yapmaz. | Open Subtitles | ان يُطلق عليك الرصاص وانت تلبس سترتي لا تختلف كلياً عن الشعور بالراحة كعناق قوي وهي رقيقة كفاية لتلائم معطفك |
| Bu satranç taşının içinden geçen oldukça ince bir metal var. | Open Subtitles | هناك بالأحرى قطعة معدنية رقيقة تمر خلال قطعة الشطرنج هذه ؟ |
| Ooh, kollarının kısa ve bacaklarına göre ince olmasına bayılıyorum. | Open Subtitles | أوه، كيف أحب ذراعيك هي قصيرة جدا و رقيقة لساقيك |
| Kocaman bir tüp yetine yarı iletken ince bir katman halinde ve bir gama detektörü işlevi görüyor. | TED | انه ليس مكون من الكثير من الاسلاك ولكن من طبقة رقيقة من مادة أشباه الموصلات التي هي بمثابة كاشف لأشعة جاما |
| Yükü en aza indirmek için, kumaş çok ince, sandviç kağıdı kadar ince. | TED | ومن أجل تقليل الوزن، جعلوه رقيق جدا، انها رقيقة مثل غلاف شطيرة. |
| Onun yerine, kolonu alıp katmanlı bir model olarak inşa etmeye karar verdik, ince ince üst üste yığılmış dilimlerden yapıldı. | TED | بدلاً من ذلك، قررنا أن نأخذ العمود، وقررنا بناءه كنموذج بطبقات، مصنوعة من شرائح كثيرة جداً، رقيقة ومكدسة فوق بعضها البعض. |
| Zayıf ve narin toprak canlılar tarafından oluşturuluyor. | Open Subtitles | هشة و رقيقة هذا ما يحصل للتربة بفعل فاعل |
| Hoş, gösterişsiz, yumuşak ve tatlı bir tonda bir şey olabilir. | Open Subtitles | تريد باقة جميلة و متواضعة يفضل أن تكون رقيقة اللون |
| Hattie nazik, yumuşak kalpli bir kızdı. Asla birini öldüremez. Asla. | Open Subtitles | هاتى فتاة رقيقة القلب,دافئة المشاعر لايمكن ان تقتل احدا ابدا ابدا |
| Bu karbon nanotüp ağları çok hassas | TED | هذه الشبكات من أنابيب الكربون النانونية رقيقة جداً، |
| Onu seviyordum çünkü o çok kibar ve güzel ve canlıydı ve tüm benliğiyle "ben varım" diyordu. | Open Subtitles | لأنني أحببتها كثيرا أحببتها لأنها كانت رقيقة للغاية وجميلة وحيوية |
| Şu an çok kırılgan, en ufak bir yanlış anlaşılma... herşeyi bozabilir. | Open Subtitles | إنها رقيقة جداً بحيث أن أدنى خطأ قد يفسد كل شيء |
| Eğer varlıklı isen, sık sık temizlenmesi gereken zarif kumaşlardan ipekten ya da dantelli kıyafetler giyersin. | Open Subtitles | لو كنت غنياً تلبس ملابس رقيقة كالحرير ، وهذا يحتاج إلى تنظيف دائم بواسطة الخدم |
| Çok şirin dediğim ve hiç gitmediğimiz küçük çay dükkanını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تعرف مضيفة الشاي تلك التي نمر بجوارها ودوما أقول أنها رقيقة جدا |
| Maalesef, duygulardan kaynaklanan bu kan akışı değişimleri, çıplak gözle görülemeyecek kadar hafif. | TED | للأسف، مثل هذه التغييرات في تدفق دم الوجه المتعلقة بالأحاسيس هي رقيقة جداً ويصعب كشفها بعيوننا المجردة. |
| Akıllı, tamam. Bazen sevimli ama seksi asla! | Open Subtitles | رشيقة، نعم أو ربما رقيقة أحياناً لكن لم أكن مثيرة أبداً |
| Yüzümüzdeki deri, büyük gözenekli ve incedir. | TED | بشرة وجوهنا رقيقة تحتوي على مسام كبيرة. |
| Ağzımı kapatan eli... narindi... bir kadın eli gibiydi. | Open Subtitles | يده على فمي كانت رقيقة تماما كَيَد امرأة |
| ...geri, çantayı geri almak için, her zaman Twiggy kadar zayıftım. | Open Subtitles | ومرة أخرى ، لالتقاط الحقيبة ، لقد كنت دائما رقيقة مثل Twiggy ، |