| Gidip şu İrlandalı'nın diz kapaklarını kırıp yemeye bir şeyler alalım. | Open Subtitles | لنذهب لكسر ركبة هذا الايرلندي الحقير و نحصل على بعض الطعام |
| Fizyolojik olarak sakat bir diz dışında hiçbir sorunu yok. | Open Subtitles | ،من الناحية الفيسلوجية لا يوجد خلل به ركبة تم معالجتها |
| Bazı kemikleri kıracak kadar sert, belki de sol dizi. | Open Subtitles | قاسياً لدرجة تكفي لتحطيم بعض العظام ربما أيضاً ركبة يسرى |
| Bir dizinin üstüne çöktü, adamın iyi olduğundan emin oldu ve duydum ki Fairmont'ta bir oda bile verdi, Pan Pacific'de. | TED | أنه انحنى على ركبة واحدة، وتأكد من أن الرجل بخير، وسمعتُ أنه قدّم له غرفة في فندق فايرمونت، الغرفة الفخمة. |
| Sana bir baksa , dizlerinin önüne eğilir. | Open Subtitles | اذا نظر اى فتى لك فسيجثو على ركبة واحدة امامك |
| Kız soyma ile dokuyu evcilleştiriyoruz ve daha sonra hastanın dizine geri yerleştiriyoruz. | TED | عن طريق تعرية الغال نحن نجعله بشري اكثر ومن ثم يمكننا وضعه في ركبة المريض |
| Size üzerinde çalıştığımız projelerden birinden bahsedeceğim; ReMotion Knee, diz üstünden ampute kişiler için yapılmış bir tip protez. | TED | لذا سأخبركم عن أحد المشاريع التي نعمل عليها ركبة إعادة الحركة، وهي ركبة اصطناعية مصممة لمبتوري الأطراف |
| Bu düşük kalite titanyum diz. | TED | هذا جزء سفلي من ركبة صناعية مصنوعة من التاتينيوم |
| Çok merkezli bir diz ve bu da mekanizma demek, dört çubuklu mekanizma. Doğal insan dizini taklit ediyor. | TED | وهي ركبة صناعية متعددة المراكز، وكل هذا يعني أن طريقة عملها يكون بواسطة أربع قضبان بشكل يحاكي الركبة البشرية الطبيعية |
| Bu krallığın değil. Einon için diz çökmem. | Open Subtitles | ليس فى هذه المملكة لن أثنى ولو ركبة لأينون |
| Bu krallığın değil. Einon için diz çökmem. | Open Subtitles | ليس فى هذه المملكة لن أثنى ولو ركبة لأينون |
| diz çöküp ayakkabımı bağlayayım. | Open Subtitles | رباط حذاء مفكوك ، سأنزل على ركبة واحدة وأعيد ربطه فحسب |
| Kapı güm diye kapanır, yere düşerim ve adamın birinin dizi arkamdadır. | Open Subtitles | الباب يغلق، بوم انا على الارض وحصلت على ركبة شخص ضخم من خلفي |
| Joe, Mark'ın dizi gittiyse Mel ile sen dans etmek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | رائع يا جو, لو أصيبت ركبة مارك إذا, يمكنك أن ترقص مع ميل |
| Tek dizinin üstüne çöküp, bu harikulade silahı eline verdiğini düşünebiliyor musun? | Open Subtitles | هل تستطيع أن تتخيّل نفسك جاثياً على ركبة واحدة أمامها وأنت تحمل قطعة السلاح الرائعة هذه؟ |
| Tam oradaydı. dizinin üzerine çöktü ve teklif etti. | Open Subtitles | لقد كان هناك و أنحنى على ركبة واحدة و طلب يدي |
| Yemeğe götür ve dizlerinin üstüne çök. | Open Subtitles | خذها للعشاء و اسالها و انت على ركبة واحدة |
| Evet, gazetede hep bir fahişenin dizine yatmış yargıç ve rahip haberi olur. | Open Subtitles | نعم، نحن نقرأ دائماً أخبار في الجرائد عن قاضي أو قس ينحني تحت ركبة عاهرة |
| Sence Dryer'i dizinden vurduğum için, bunu da dosyalarıma eklerler mi? | Open Subtitles | هل تظنين أنهم تركوني أصوب على ركبة دراير كإعادة تقييم؟ |
| Tek dizimin üzerine çöktüm tam kameralar bizi çekerken ne yanıt verdi biliyormusun? | Open Subtitles | جلست على ركبة واحدة تماماً حيث الكاميرا التقطت صورتنا ما الذي تعتقدين انها قالته ؟ |
| Sakat dizin, kaymış bir disk? | Open Subtitles | أليست ركبة ضعيفة ؟ أقراص متمزقة ؟ |
| dizleri üzerine mi çöktü? | Open Subtitles | أعني أنه لم ينكب على ركبة واحدة؟ |
| Sonra da o yenilenme kalıbını alıp hastanın dizinde büyüsün diye kayıp olan mesiküs kıkırdağına koyuyorduk. | TED | ومن ثم نأخذ ذلك النموذج ونضعه ضمن الغضروف المعطوب لكي ينمو داخل ركبة المريض |
| Hala boşta bir Dizim var. | Open Subtitles | مازال لدى ركبة فارغة. |
| Olivia'nın dizindeki tahriş ve kızarıklık öldürülmeden önce burada olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | الاحمرار ودرجة الالتهاب على ركبة " أوليفيا " يقترح أنها كانت هنا مباشروَ قبل مقتلها |