| Kadına bir şeyler rehin bırakanları sorguluyormuş. Ben de rehin bırakmıştım. | Open Subtitles | لقد استجوب أناسا رهنوا أشياءا وأنا رهنت أشياءا أيضا |
| Dün, kirayı ödeyebilmek için yüzüğümü rehin verdim. | Open Subtitles | لقد رهنت خاتمي بالأمس من أجل دفع الايجار |
| Demek Joe'ya borcunu ödemek için benim ahşap işleme aletlerimi rehin verdin. | Open Subtitles | ثم رهنت أدوات النجارة الخاصة بي لتدفع لجو؟ |
| Bu yıl, hayat sigortamı devam ettirmek için çiftliği ipotek ettirdim. | Open Subtitles | هذه السنة رهنت المزرعة لكي يكون بإمكاني أن أواصل تأميني على الحياة |
| Anlamıyorsun, bu filmi bitirebilmek için her şeyimi ipotek ettirdim. | Open Subtitles | ارت انت لا تفهم لقد رهنت كل شيء لأتم هذا الفيلم |
| Eğer var ki tam miktarı Yani size sizin değerli gitar rehinli zaman. | Open Subtitles | ذلك هو المبلغ الذى حصلت علية حينما رهنت جيتارك الثمين |
| Nişan yüzüğünüzü rehinciye bırakmış. | Open Subtitles | وقالت إنها رهنت الحلقة التي قدم لها. |
| Birkaç ay önce, babamın verdiği cep saatini rehin verdim. | Open Subtitles | منذ أشهر عديدة رهنت ساعة جيب أعطانيها والدك |
| Bu şeyi 50 kere rehin bıraktım ama hiç farketmemişti. | Open Subtitles | لقد رهنت هذا الشيء، تقريبا 50 مرة و لم يلاحظ اطلاقا. |
| Doğum yapabilmek için gümüş madalyamı rehin verdim. | Open Subtitles | رهنت ميداليتي الفضية لسد مصاريف العناية الطبية للولادة |
| Bizi o çatışmaya yönlendiren rehin malları veren kızı bulmak için yardımımı istedi. | Open Subtitles | يريدون أن أساعدهم في البحث عن الفتاة التي رهنت الأغراض وأرسلتنا إلى مكان إطلاق النار |
| O yükü almak için varımı yoğumu rehin koydum. | Open Subtitles | عليها أؤمن ولم مقابلها أمـلاكى كل رهنت |
| Muhtemelen nikah yüzüğünü rehin vermiştir bile. | Open Subtitles | على الأغلب رهنت خاتم زفافنا بالفعل |
| Küçük salata şeyin yüzünden kolyemizi rehin mi verdin? | Open Subtitles | c.arabicrlm; رهنت قلادتنا من أجل جهاز السلطة؟ /c.arabic |
| Pekâlâ, Red. Gerdanlığı rehin bıraktığım için çok üzgünüm. | Open Subtitles | (ريد) أنا آسفة جدا لأني رهنت تلك القلادة |
| Leydi Ludlow mülkü ipotek etmiş, tavsiyelerimin aksine, benim bilgim olmadan, ve direk sizin yardımınızla! | Open Subtitles | السيدة ليدلو رهنت الملكية خلافاً لنصيحتي و دون علمي و كنتيجة مباشرة لمساعدتك لها |
| O kadın, yeğenini bulmaya yardımı dokunacağını bilse kredi kartı kabul eden yılan hekimlerine evini ipotek ederdi. | Open Subtitles | هذه المرأة رهنت بيتها لكل تافه متلاعب تخرج بطاقات الائتمان إذا إعتقدت أن هذا يساعد على إيجاد ابنة أخت زوجها |
| İşteki bir sorundan kurtulmak için kızının geleceğini ipotek ettirdin. | Open Subtitles | لقد رهنت مستقبل ابنتك للخروج من مأزق بالعمل |
| Evimi ipotek ettim, 200.000 dolardan fazla borcum var. | Open Subtitles | رهنت منزلي، ولدي ديون بمئتي ألف دولار، وأكثر |
| Altınını ipotek etmiş ve kredi almış. | TED | رهنت ذهبها مقابل الحصول على قرض. |
| Bana söylemeden evi -evimizi- ipotek ettirdiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك رهنت منزلنا بدون أن تخبرني |
| Ama benim kulüp kaydetmek için gitar rehinli. | Open Subtitles | لكننى رهنت جيتارى لأنقذ النادى الخاص بى |
| - Evet. Caspere'in evinden alınan eşyaları rehinciye vermiş. | Open Subtitles | رهنت الأغراض التي أخذت (من منزل (كاسبر |