| Gücenme ama, romantik tavsiyeleri senden almam gerektiğinden emin değilim. | Open Subtitles | بدون اساءه ، لا استطيع آخذ اى نصيحه رومانسيه منك |
| Yani tüm bunları aşk uğruna yapıyorsun. Ne romantik. | Open Subtitles | إذن فأنت تفعل كل هذا من أجل الحب يالها من رومانسيه |
| Mantarlar hakkında ne de romantik bir nutuk! | Open Subtitles | يالها من طريقه رومانسيه للتحدث عن عيش الغراب |
| Bu hafta hiç de romantik belalara ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا اريد ايه مشاحنات مع اي فتاه رومانسيه هذا الاسبوع |
| Diğer babanla ben romantik bir akşam geçireceğiz. | Open Subtitles | حسنا ابيكم الاخر وانا سنذهب لقضاء ليله رومانسيه |
| Tüm yemeklerimiz romantik temalar içerir ve iki kişiliktir. | Open Subtitles | كلّها مميزه و كلها رومانسيه و مناسبه لإثنان |
| Dalgalı olması daha romantik olur, köy düğünü gibi gözükmesin. | Open Subtitles | سيصبح الأمر اكثر رومانسيه وليست كـحفله راقصه ريفيه |
| Issız bir adada ateşin önünde oturmaktan daha romantik ne olabilir? | Open Subtitles | ما اكثر رومانسيه من الجلوس امام النيران فى جزيره منعزله؟ |
| Sana yardım ettim, ama doğru olan o olduğu için değil de romantik art niyetim olduğu için. | Open Subtitles | لقد ساعدتك ليس لان ذلك هو الشيء الصحيح لعمله لكن لانني املك دوافع رومانسيه خفيفة |
| Düşünebildiğim en romantik şeyi yaptım ama işe yaramadı. | Open Subtitles | لقد قمت بفعل الشئ الأكثر رومانسيه الشئ الذي أستطيع أن أفعله وهذا لم ينجح |
| ...onlara telefon ettiğimde Edinburgh'daki en romantik otel olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | الذي اتصلت بهم و اتضح انه , او ادعى انه اكثر الفنادق رومانسيه |
| Üçüncü kat. Yatağın yanında romantik bir roman var. | Open Subtitles | الدور الثالث , روايه رومانسيه بجانب سرير الشخص |
| İkimiz de öyle romantik öyle dokunaklıyız ki. | Open Subtitles | وهكذا نحن الاثنان يالها من رومانسيه غارقان فيها حتى النخاع بالكامل |
| Bunu yapmanın tek yolu da, kırık kalbini onarmak, yani bu da demek oluyor ki, görkemli, romantik bir jeste ihtiyacımız var. | Open Subtitles | والطريقه الوحيده لفعل ذلك هو لمداواة قلبه المحطم الذي يعني أننا بحاجة إلى مشاعر رومانسيه |
| Bu yüzden ona gerçekten romantik bir hediye vererek çıtayı yükselteceğim. | Open Subtitles | لذا سوف أزيد الرهان بمنحها هدية رومانسيه |
| Eğer beni öptüğünde şemsiyeyi bıraksaydın çok daha romantik olurdu. | Open Subtitles | لو انك انزلت المظله عندما قبلتني لكان اكثر رومانسيه |
| Ve dün gece, buraya taşınma fikri çok romantik gelmişti. | Open Subtitles | اريد ان اكون معك البارحه الانتقال هنا بدت رومانسيه |
| Elbette olanları romantikleştirme eğilimi var biraz, ...ne de olsa kendisi de tam bir romantik. | Open Subtitles | بطبيعة الحال، هو يميل إلى جعل الأمور رومانسيه قليلا. و لكن عندها أنتم تعرفون أنه رومانسي. |
| Anlaşılan siz ve bu hanım kızımız romantik bir gece planlamışsınız. | Open Subtitles | كما طلبت يبدو بأنه لديك خطه من أجل. ليله هادئه و رومانسيه |
| Ne süs eşyaları, ne de geçmişten fotoğraflar, telefon numaraları.. Ve kitaplarının hepsi de aşk romanları. | Open Subtitles | لا صور من الماضي ولا ارقام هواتف وكتبها كلها روايات رومانسيه |