| Olayı bildiren memur Jason Richter'e göre intihar notu yokmuş. | Open Subtitles | حسنا , وفقا لـ الضابظ الذي وجده جايسون ريكتر لا وجود لرسالة انتحار |
| Ama ikimiz çok farklı savaşlardaydık, Bay Richter. | Open Subtitles | ولكن انت وانا نخوض حروباً مختلفة يا سيد ريكتر |
| Gidip bay Richter'a bakacağım. Radyolojiyi ara. | Open Subtitles | سأتحقق من السيّد " ريكتر " الآن, اتصلي بالأشعة |
| Kendisi arkamda oturan kadın, Herr Richter. | Open Subtitles | انها السيدة التي تجلس خلفي, سيد ريكتر |
| Bu durumda Rickter'in kaydını doğrulayacak içeriden birine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحنُ بحاجة لشخص من الداخل لإثباتقصة(ريكتر) -الضابط ( تنيرمان )؟ |
| Andy Richter! Sana bahsettiğim artistik vesikalıklar burada.* | Open Subtitles | (أندي ريكتر), هذه هي الصور الشخصية التي كنت أخبرك عنها |
| Aslında, Andy Richter'ı getirtme şansımız olabilir. | Open Subtitles | في الحقيقة, ربما قد استطيع الوصول إلى (أندي ريكتر) |
| Ben de tam bu Andy Richter denen adama benzediğini düşünüyordum. - Sizler tek yumurta ikizi misiniz? | Open Subtitles | ظننت أنك تشبه (أندي ريكتر) هل أنتم توأم متماثلون؟ |
| Yüce Clark Richter bir maç mı kazandı dövüşçüsüne uyuşturucu vererek ? | Open Subtitles | ( بأن العظيم ( كلارك ريكتر جهّز مباراة بتخدير المقاتل؟ |
| Ooo, sende ruh var, ve Richter bunu biliyor ama yanlış iştesin. | Open Subtitles | لديكِ روح و ( ريكتر ) يعلم ذلك لكنكِ في الخط الخاطىء من العمل |
| Abby Richter i gÖrmeye gelmiştim | Open Subtitles | مرحباً، أنا أبحث عن آبي ريكتر |
| Pekâlâ, ben Richter'e bakacağım ama seni bu davanın yakınlarında... | Open Subtitles | سوف انظر في قضية (ريكتر)، و لكنني لا اريدك ان تقترب من القضية، اتسمعني |
| - Richter'in evindeki arama hiçbir şey göstermedi. | Open Subtitles | لقد بحثنا في مكان (ريكتر) و لم نجد اي شيء -انا اعلم |
| Oliver Richter. Telefon için üzgünüm. | Open Subtitles | "أوليفر ريكتر ", أعتذر عن الهاتف |
| Kusura bakmayın Dr. Altman. Bay Richter... | Open Subtitles | .. " المعذرةيا د. "ألتمان",السيّد"ريكتر . |
| Bildiğim kadarıyla, Bayan Richter benim bankamla yasal bir mali ilişiği olan bir müşteriyi temsil ediyor. | Open Subtitles | ,على حد علمي السيدة (ريكتر) تمثل عميل لديه لديه اهتمامات مالية مشروعة في مصرفي |
| Venice Fen Üniversitesinde çalışan Robert Richter adında bir adam var. | Open Subtitles | هناك من يدعى (روبرت ريكتر) يعمل في جامعة (فينيس) للعلوم. |
| Burada, Richter'in ofisinde bazı kanıtlar olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود بعض الأدلة هنا في مكتب (ريكتر). |
| Richter modern dünyanın Tifolu Mary'si, moderne vurgu yapıyorum. | Open Subtitles | (ريكتر) هو (ماري تيفوئيد) العصر الحديث، وأشدد على العصر الحديث. |
| - Rickter davası için mi? | Open Subtitles | المزيد عن محاكمة (ريكتر) ؟ - نعم، مكتب (ويل) ؟ |
| Jake Rickter'ı kovuşturuyorum ve aynı zamanda onu beraat ettirecek bilgileri gizlice size yolluyorum. | Open Subtitles | اقاضى (جاك ريكتر) فى نفس الوقت الذى اسرب فيه سرا معلومات كفيلة بتحريره |