| ürkütücü yarım bir yüz, ve sağlam olan tarafında kabile işaretleri vardı. | Open Subtitles | زاحف نصف الوجه، وفريقه جيدة كان علامات القبلية. |
| Hem ürkütücü hem de tehlikeli. | Open Subtitles | عار زاحف وخطير ما ينبغي أن يكون بدء جيدة |
| Mulder, kurbanın gözünde sürüngen zehri vardı. | Open Subtitles | مولدر، الضحيّة كان عندها سمّ زاحف في عيونه. |
| Bunu benim söylemem tuhaf kaçacak belki ama bilimsel kanıtlarla yapılabilecek tek akıl yürütme her şeyin bir sürüngen saldırısı olduğu yönünde. | Open Subtitles | أعرف هذا قد أكون صعب للإعتقاد مجيئ منّي لكن بعض النوع هجوم زاحف |
| Ah, ürpertici profesör refakat edilecek gibi davranarak gibi gidebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك الذهاب باسم، اه، أستاذ زاحف التظاهر ليكون كوصي. |
| Hey, dışarıdaki korkunç kamyonet kimin? | Open Subtitles | مهلا، الذين فان زاحف هي واقفة خارج الجبهة؟ |
| Eğer yüz tanımlama programımızda korkutucu... - ...biyometrik ölçüt olsaydı, onu bulurduk. | Open Subtitles | إذا كان زاحف فقط معلمة البيومترية في برنامج التعرف على الوجه لدينا. |
| Birlikte bir ekip oluşturup görüş alanımızda yürümelerini sağlar ve o şerefsizlerin arka kapıdan ürkütücü tipleri sızdırmayacağına emin oluruz. | Open Subtitles | سنشكل فريقاً ونجعلهم يتفقدون المحيط لنتأكد من إن هؤلاء الأوغاد لَمْ يسربوا أي زاحف من وراء ظهورنا |
| doğru o cidden tuhaf biri ne zaman baksam beni kesiyor buraya bakmıyor o sadece yaşlı bir adam ürkütücü yaşlı bir adam onu görmeliydin kokusu, oh,tanrım tadını alabilirdin evin anahtarı var onda biliyorsun değilmi? | Open Subtitles | اليمين. هو مجرد زاحف. في كل مرة فما استقاموا لكم فاستقيموا بحث، يكون عنيدا ويحدق في وجهي. |
| İnsanlar internetten tanışmak istemiyorum Bu ürkütücü. | Open Subtitles | أنا لست في اجتماع الناس على الانترنت. وهذا هو زاحف. |
| Garip bir ışık gördüm, bayıldım, ürkütücü bir şapelde uyandım. | Open Subtitles | - رأى ضوء غريب، ظلام دامس، استيقظت في كنيسة زاحف. |
| Bana katolik lisesiyle ilgili ürkütücü anılar hatırlatmasını hesaba katmazsak... | Open Subtitles | أعني، وغيرها من إعطائي ذكريات الماضي عظمى زاحف |
| Bir sürüngen. En azından beş ya da altı ton. | Open Subtitles | . انه حيوان زاحف, ويزن خمسة او ستة اطنان علي الاقل |
| Yani küçük ve parlak gözlü, büyük silahlı bir sürüngen arıyoruz. | Open Subtitles | إذن نحن نبحث عن زاحف خرزي العيون مع مسدّس كبير؟ |
| Eğer eve bir sürüngen gelirse kesin o'dur. | Open Subtitles | إذا أي زاحف يستطيع العودة للمنزل، سيكون هو |
| Bu lanet , ürpertici bir yer. | Open Subtitles | هذا المكان زاحف كما يمارس الجنس. |
| - Etrafta ürpertici sesler dolanıyor. | Open Subtitles | مع كل هذا القرف زاحف يحدث هنا. |
| Geceleri ürpertici olmalı. | Open Subtitles | ويجب أن يكون زاحف في الليل. |
| Ben de Yarasa korkunç sanırdım. | Open Subtitles | وأعتقد أنني كانت الخفافيش زاحف. |
| Bu adamlar benim kadar korkunç olmayı rüyalarında görüyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال يرغب كانوا زاحف كما أنا. |
| Bayan Cuddles bir, görünmez ve korkutucu ev sıfır. | Open Subtitles | السيدة الحضن واحد، غير مرئية القصر زاحف الصفر. |
| - Bana sorarsan o ürkünç göt yapmıştır. | Open Subtitles | هذا هو الحمار المتأنق زاحف إذا سألتني. |
| Seksi çocuk aslında. İnsanı ürperten cinsten bir çekiciliği var. | Open Subtitles | كان الجو حارا كيندا، في نوع زاحف من الطريق. |