| Ben yokken kızın müşterilerinden fırtlayan olursa ilgilenir misin Teğmen Provenza? | Open Subtitles | لو ظهر أيّ من زبائنها بينما أنا في الخارج الملازم بروفنزا؟ |
| Belki de sürekli müşterilerinden biri ona ev alıp. dostu olmuştur? | Open Subtitles | ربّما أحد زبائنها عشقها وإشترى لها البيت |
| Bütün müşterilerini kaybedecek. Dediklerini boş ver. | Open Subtitles | إنها ستفقد كل زبائنها لا تستمع إلى كلمة مما تقول |
| Galiba müşterilerini mankenlik ajansından buluyor. | Open Subtitles | من المحتمل أنها تحصل على زبائنها من خلال مؤسستها |
| Evet, kesinlikle. Bazen müşterileri bir şeyler alıyor. | Open Subtitles | بالتأكيد، أحياناً زبائنها يشترون لها بعض الأشياء |
| müşterisi içeri girmeden önce vücut dilini inceliyor. | Open Subtitles | إنها تقوم بدراسة لغة جسد زبائنها قبل دخولهم |
| Eşsiz şeyler isteyen bir çok müşterisini bana göndermiştir. Bu zavallı herifler her zaman kendilerini özel hissettiren şeyler satın alıyorlar. | Open Subtitles | ترسلُ كثيراً من زبائنها إلي من أجل الاشياء الفريدة |
| Müşterilerinin tasarruf etmelerine yardım ettikleri için ödüllendirilmeliler. | TED | يجب أن يتم مكافأتها عندما تساعد زبائنها على توفيرها |
| müşterilerinden biri yarım milyon dolarlık fatura yapmasına rağmen, hala Montecito'da kalmak için ısrar ediyormuş. | Open Subtitles | مع أحد زبائنها الكبار مديون بنصف مليون في هاواي ويريد من المونتسيتو تحمل هذا |
| Charlotte bir zamanlar onun en büyük rakibiydi ve müşterilerinden akla hayale sığmayacak paralar alabilecek kadar zeki bir kadındı. | Open Subtitles | واحدة من اكبر منافسيها امرأة لديها ذكاء اسطورى ومهارة خارقة فى استخراج مبالغ هائلة من زبائنها |
| müşterilerinden birinin onun için kiraladığı çatı katında bulduk. | Open Subtitles | وجدناه في شقة علوية و التي استأجرها احد زبائنها لأجلها |
| Keating'in onun müşterilerinden biri olup olmadığını öğren. | Open Subtitles | وابحثوا عما إذا كان كيتون كان بالفعل أحد زبائنها |
| müşterilerinden birinin ona saplantılı olma ihtimâli var mı? | Open Subtitles | أيّ فرصة أنّ أحد زبائنها أصبح مهووساً بها؟ |
| Senin gibi bir kız varmış ve müşterilerini öldürüyormuş. | Open Subtitles | كما يبدو هناك فتاة امرآة مثلك تقوم بقتل زبائنها |
| müşterilerini çalan zorba rakipleriyle uğraşıyor. | Open Subtitles | لقد تدخلت المنافسة بالقوة عليها و سرقت زبائنها |
| Yaptığı tüm işlemleri ve müşterilerini içeren defteri ise kayıp. | Open Subtitles | و سجلها , الذي يتضمن جميع زبائنها و جميع أعمالها أختقت فحسب |
| müşterilerini soyduğumu düşünürse beni öldürür. | Open Subtitles | أرجوك، هي ستقتلني إذا ظنت أنني أسرق من زبائنها |
| Bazı müşterileri de fena değildir hani. | Open Subtitles | وبعض زبائنها ليسوا بهذا السوء الذي تخيلته |
| Şaplak ve benzeri şeyleri yapan müşterileri orada. | Open Subtitles | بطاقة الذاكرة التي تحتوي على اسماء جميع زبائنها الذين يحبون الصفع وما إلى ذلك |
| Burada anahtar Elena, çünkü Jason ve kurbanın eşi müşterisi. | Open Subtitles | نعم، لكن (إلينا) هي المفتاح، لأن (جيسن) وزوجة الضحية كانوا زبائنها. |
| müşterisini vuran bir fahişenin cezasız kalmasına izin yoktur. | Open Subtitles | وغير مسموح للعاهرة أن تطلق النار على زبائنها بدافع العقاب. |
| Çünkü biliyor ki eğer insanlar öteki taraftan korkmayı bırakırlarsa bu durum Müşterilerinin çoğunu kaybetmesine neden olacak. | Open Subtitles | لأنها تعلم أنها ستخسر كثيراً من زبائنها إذا ما فقد الناس خوفهم مما هو قادم |
| Şimdiden liste olarak bilinen 69 müşterisinin isimleri bu sabah gazetelere düştü. | Open Subtitles | اسماء 69 من زبائنها نزلت با الصحيف هذا الصباح بما يعرف الان القائمة |
| Ve iş adamları müşterilerine iyi davranmalıdır. | Open Subtitles | والشركات لابد أن تُحسن التعامل مع زبائنها |
| Dedektif Sanchez, ...sen de kızın müşterileriyle görüşmeye başla. | Open Subtitles | المحقق سانشيز يمكن أن بتحديد مقابلات مع زبائنها |