| Bütün müşterilerim bana güvenirler ama burada güvenden geriye hiçbir şey kalmadı. | Open Subtitles | زبائنى يحترموننى كرجل ذو ثقة ولكن اين الثقة هنا. | 
| - Bu kadın kanamalı olarak yürürse, müşterilerim rahatsız olur. | Open Subtitles | لا يمكننى أن آخذ نساء حبلى، لإزعاج زبائنى | 
| Pek çok müşterim havaalanı güvenliğinden alarmları devreye sokmadan geçebildiğini söylüyor. | Open Subtitles | العديد من زبائنى يعتقدون انهم يستطيعون ان يمروا من امن لمطار به بدون اشعال جرس الانذار | 
| Müşterilerime, "Kendinizle ilgili hiçbir şey anlatmayın" derim hep. | Open Subtitles | أخبر زبائنى بأن لا يفصحوا بأى معلومات تتعلق بهم | 
| Müşterilerimin gözlerinin içine bakar onlara istediklerini verirdim. | Open Subtitles | لقد كنت أضع زبائنى فى عيونى و كنت أخدمهم كما يحلو لهم | 
| Eğer kendime vakit ayırabilseydim bunu müşterilerimi öldürmek için harcamazdım. | Open Subtitles | لم أكن لأقضيه فى قتل أى من زبائنى أنت عملت مع كلا العائلتين ؟ | 
| Cidden, kazak satarak başladım ve müşterilerimden teki büyük bir tekstil zinciri alıcısı çıktı. | Open Subtitles | عن جد ، بدأت ببيع السُترات ، ثم بدأ أحد زبائنى بشراء كميات كبيرة | 
| Başkan Baptist en iyi müşterimdi ama... onunla buluşmak için acelem yoktu. | Open Subtitles | الرئيس بابتيست كان افضل زبائنى ولكنى لم اكن متعجل لمقابلته | 
| Danışmanlık yaptığım müşterilerim özgeçmişimde yok. | Open Subtitles | لا حسب علمى و لا أعتقد أن زبائنى مذكورين فى سيرتى الذاتية | 
| Benim müşterilerim en azından eğleniyorlar. | Open Subtitles | على الاقل زبائنى يحصلون على وقت ممتع | 
| Mitzi diyor ki yetki belgemi alırsam bana koltuk ayıracak ve kendi müşterilerim olacakmış. | Open Subtitles | ميتز" قالت لى إذا حصلت على التراخيص" سوف تعطينى مكان وأستطيع أن أكثر من زبائنى | 
| Birçok müşterim hava alanı güvenliğinden bir sürü zil ve ışığı yakmadan geçebileceklerini zannederler. | Open Subtitles | العديد من زبائنى يعتقدون إنهم يستطيعون أن يمروا من أمن لمطار به بدون أشعال جرس الأنذار او الصافرات | 
| Sanırım müşterim bu filmi çekeceğimizi anlatmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أعتقد أننى أعلم ما سيقوله زبائنى أننا نقوم بعمل هذا الفيلم | 
| Tekrardan benim en iyi müşterim olduğunu kanıtladın | Open Subtitles | مرة أخرى، أثبت انك أفضل زبائنى | 
| Bu işe başladığımdan beri, Müşterilerime kendi taksimi kullanıyorum diyebileceğim zamanı düşünüyordum. | Open Subtitles | عندما بدأت دائما ما كنت ابحث عن الوقت لكى اخبر زبائنى | 
| Sırf bu yüzden, benim hizmet alanıma gelip Müşterilerime yanaştığın için normalde peşine düşeceğim gibi düşmedim. | Open Subtitles | وبسبب ذلك، لم أطاردك كما يفترض حين دخلت لمنطقتى وأقتربت من زبائنى | 
| Müşterilerime ne diyeceğim şimdi? | Open Subtitles | زبائنى سوف يقتلوننى | 
| Şimdi, sana aldığım bu takımı giyip aşağı ineceksin ve iyi çocuk olup Müşterilerimin arasına karışacaksın. | Open Subtitles | الآن، سوف ترتدى الملابس التى أحضرتها لك وتسحب مؤخرتك السكرانة إلى الأسفل و تختلط مع زبائنى كالفتى الجيد | 
| Müşterilerimin 30 milyon dolarıyla çekip gitti. | Open Subtitles | لقد اخذ ما يزيد فوق 30 مليون دولار من زبائنى | 
| Müşterilerimin çoğu erkektir. Bunu biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين هذا ، معظم زبائنى من الذكور | 
| Yaptığı tek şey tüm gün boyunca müşterilerimi rahatsız etmek. | Open Subtitles | كل ما يفعله هو ازعاج زبائنى طوال اليوم | 
| İlk ayık müşterilerimden birisi. | Open Subtitles | لقد كان واحدة من أول زبائنى الممتنعين عن الشراب | 
| Başkan Baptiste en iyi müşterimdi. | Open Subtitles | الرئيس "بابتيست" كان أفضل زبائنى |