| Hayır, dinle. Zalman sadece dükkan işletip şirketlere şov yapmıyordu. | Open Subtitles | كلا، إسمعيني، لم يُدِر (زلمان) متجراً فحسب وإدارة بعض الشركات |
| Bakın, Zalman 15 yıldır benim özel tasarımcım ve mühendisimdi. | Open Subtitles | إسمعي، لقد كان (زلمان) مصمّمي الخاص ومهندسي لمدّة 15 عاماً |
| Zalman harika bir mühendisti. Korkarım benim beynim o şekilde çalışmıyor. | Open Subtitles | كان (زلمان) مهندس لامع وأخشى أنّ دماغي لا يعمل بهذه الطريقة |
| Şu Zalman'ın atölyesinde bulduğumuz tekerlekli sandalye izleri var ya? | Open Subtitles | تعرفين مسارات الكرسي المتحرّك التي وجدتها في ورشة عمل (زلمان)؟ |
| Zalman'ı aradınız, dükkanında buluştunuz eldivenli elinizi ağzının üstüne koydunuz ve onu boğdunuz. | Open Subtitles | إتّصلتَ بـ(زلمان) وقابلته في متجره ووضعتَ قفاز يديكَ على فمّه ومن ثمّ خنقته |
| Islak cüzdanına göre kurban, dükkan sahibi Zalman Drake. | Open Subtitles | وفقاً لمحفظته الغارقة بالمياه الضحيّة (زلمان دريك)، مالك المتجر |
| Mahkeme kayıtları Zalman Drake'e bir ay önce bir hukuk davası açıldığını gösteriyor. | Open Subtitles | إذن، تظهر سجلاّت المحكمة أنّ هناك دعوى قضائية رفعت ضد (زلمان دريك) قبل شهر |
| Zalman Drake'e, Jerome Aspenall tarafından dava açıldığı ortaya çıktı. | Open Subtitles | إذن، إتّضح أنّ الدعوى القضائية رفعت ضد (دريك زلمان) من قبل (جيروم أسبينال) |
| Bu Zalman Drake denen sihirbaz sahneye çıktı. | Open Subtitles | هذا الساحر (زلمان دريك) يصعد إلى خشبة المسرح |
| Çünkü Zalman sayesinde birlikte eve gidebileceğim ne bir karım, ne de metresim var. | Open Subtitles | لأنّه بفضل (زلمان دريك) لم يعد لديّ زوجة أو عشيقة أصطحبها إلى المنزل |
| Zalman'ın dün bulunduğu yerler hakkında bir şey bulabildin mi? | Open Subtitles | -أيّ حظ بتضييق مكان وجود (زلمان) البارحة؟ |
| Su tankının çalıştırma aparatında yapılan incelemeden de Zalman'ın izlerinden başka bir şey çıkmadı. | Open Subtitles | وفحص الجنائيين لحوض المياه عاد سلبيّاً دون أيّ بصمات على جهاز التشغيل سوى (زلمان) |
| Anlaşılan Zalman, Amerikan Sihirbazlar Birliği'nde üst düzey yöneticiymiş. | Open Subtitles | أجل، على ما يبدو، (زلمان) ذو نفوذ مع نقابة السحرة الأمريكيّة |
| Gösterisinde dikkatsizce ateş kullanarak yardımcısını yaralamış. Zalman'da onu birlikten atmış. | Open Subtitles | كان متهوّراً بالألعاب النارية أثناء عمله حيث أصيب مساعده، ممّا إضطرّ (زلمان) لطرده |
| Aslına bakarsan yaparım. Seninle Zalman Drake hakkında konuşmamız gerek. | Open Subtitles | بالواقع أجل نريد أن نتحدّث معكَ حول (زلمان دريك) |
| Zalman, babasından dükkanı devraldığından beri New York sihir camiasının tam merkezindeydi. | Open Subtitles | كان (زلمان) عضواً بمجتمع سحرة "نيويورك" منذ ورث المتجر من والده |
| Sizce Zalman onu ne için kullanıyor olabilir? | Open Subtitles | -ألديكَ فكرة لأيّ غرض سيستخدمها (زلمان)؟ |
| Zalman neden askeri... - ... patlayıcılara ihtiyaç duyar? - Bilmiyorum. | Open Subtitles | -فلمَ إحتاج (زلمان) إلى متفجّرات عسكريّة؟ |
| Zalman'ın banka kayıtlarını kontrol ettik. | Open Subtitles | حسناً، لقد نظرتُ إلى حسابات (زلمان) الماليّة |
| Bu yan odadaki hödükde Zalman'ın ta kendisi. Bahse girerim yerine geçmek için kardeşini öldürdü. | Open Subtitles | وذلك الغبيّ في الغرفة المجاورة هو (زلمان) أراهن أنّه قتل شقيقه للسيطرة على حياته |