| İğrenç bir kâfir olarak Majestelerinin sadakat ve sevgi konularının arasına düpedüz halkı isyan ettirecek ve nifak tohumları ekecek şeyler yerleştirdi. | Open Subtitles | كونه زنديق مقيت لقد قام بتنظيم تام بزرع فتنة مشتركة |
| O bir kâfir. Hak ettiğini alıyor. | Open Subtitles | إنه زنديق إنه يستحق ذالك |
| O kâfir ve dolandırıcı. | Open Subtitles | هو زنديق ، دجال |
| Asıl kâfir benim. | Open Subtitles | انا زنديق تماما |
| Ve onlara sen iğrenç kafir yolumuza uyuyorsun. | Open Subtitles | ـ و أنت بالنسبة إليهم أنت زنديق ترفض أن تتوافق مع طرقنا |
| O bir kâfir. Hak ettiğini alıyor. | Open Subtitles | إنه زنديق إنه يستحق ذالك |
| kâfir değildir. | Open Subtitles | وهي لا زنديق. |
| kâfir mi? | Open Subtitles | (هيرتيك = زنديق)؟ |
| Kuledeki hapishanede, John Lambert adında, iflah olmaz bir kafir var. | Open Subtitles | هنالك زنديق غير نادم يدعى جون لامبرت |
| kafir! | Open Subtitles | توقّف يا زنديق |