| Evet, hücrene geri dön ve bir dahaki sefere daha dikkatli olmaya çalış. | Open Subtitles | نعم، عـُد إلى زنزانتك وفي المستقبل، حاول أن تكون أكثر فطنة |
| Şimdi sen de bir ajan mı oldun? hücrene özel hat çektirene kadar, tüm aramalar benim üzerimden geçecek. | Open Subtitles | وحين تكونين في زنزانتك ستكون كل الاتصالات عن طريقي أنا |
| Hapisteyken hücre küçük müydü Pislik? | Open Subtitles | وكم كانت مساحة زنزانتك في السجن أيها اللعين؟ |
| Rıhtımda bir oda tutabilirim ve sen de dürbün alıp, hücrenden odamı görebilirsin. | Open Subtitles | يمكن أن أحصل على غرفة في الواجهة البحرية ويمكنك أن تحصل على بعض المناظير وترى غرفتي من زنزانتك |
| Gelip seni alana kadar Hücrende beni bekle. | Open Subtitles | سوف تنتظر في زنزانتك حتى آتي و آخذك. سيارتك ستكون هنا خلال 25 دقيقة. |
| Olay şu ki o senin hücrenin önünde öldü, ve öldüğünde yanındaydın. | Open Subtitles | فقد مات أمام زنزانتك و كنت موجوداً عند الحادث |
| hücren o tarafa mı bakıyor, doğuya mı? | Open Subtitles | هل هذا المشهد االذى تطل عليه زنزانتك من الجهه الشرقيه |
| Benjamin Bailey, hücresine dönüyor! | Open Subtitles | "بنجامين بايلي" ,عد إلى زنزانتك |
| Bence İsa'nın beni senin hücrene göndermesinin bir sebebi var. | Open Subtitles | أعتقد ان يسوع ارسلني الي زنزانتك لسبب وجيه |
| Seni tekrar hücrene koysak iyi olacak. | Open Subtitles | أوه حسنٌ, من الأفضل أن أعيدكَ إلى زنزانتك |
| Kısa kesiyorum. Dön hücrene, aşağılık herif. | Open Subtitles | حسنا, أنا قصرت وقتك عد إلى زنزانتك, يا حقير |
| Az önce hücrene baktım. Seni hiçbir yerde bulamadım. | Open Subtitles | لقد بحثت عنك في زنزانتك لم أجدك في أي مكان |
| Patlama onları öldürecek ama senin hücrene bir şey olmayacaktır. | Open Subtitles | سوف تقوم بقتلهم ولكنى سابقى زنزانتك بخير |
| Ama hücre değiştirmek istersen bana haber ver. | Open Subtitles | ولكن أذا كنت تريد أن تغير زنزانتك يجب أن تجعلنى أعرف |
| Unutma, hapiste birinci kural... hücre arkadaşını her zaman kollamaktır. | Open Subtitles | فقط تذكر, قاعده رقم 1 فالسجن : , دائماً تعتني بشريك زنزانتك |
| Aydınlık tarafta, bir sürü hücre arkadaşın olacak. | Open Subtitles | لكن الخبر الطيب أنك سيكون لك رفيقة في زنزانتك |
| hücrenden gidersek, vaktimiz azalır. | Open Subtitles | و إن رحلنا من زنزانتك فلن يكون أمامنا وقت نسبقهم به |
| Seni zorla hücrenden çıkarmak için özel acil durum ekibini göndereceğiz. | Open Subtitles | سنقوم بإرسال فرقة الطوارئ لإجبارك على الخروج من زنزانتك |
| Hücrende oturmuş, ... günlüğümü okuyor, ölümünü bekliyorsun. | Open Subtitles | و انت تجلس هناك في زنزانتك تقرأ مفكرتي و تنتظر إعدامك |
| Dün gördüğüm gardiyan için senin hücrenin görüş açısı iyi. | Open Subtitles | لا بد أن زنزانتك توفر رؤية جيدة للحارس الذي رأيته البارحة |
| Sonra da daimi bir hücren olacak. | Open Subtitles | فيما بعد، سنمنحك زنزانتك الدائمة |
| 7445, Casey, hücresine dönüyor. | Open Subtitles | رقم 7445 , "كاسي" ,عد إلى زنزانتك |
| hücreni senin psikolojine göre yeniden dekore ettik. | Open Subtitles | لقد أرسلنا طبيب السجن النفسي للتو ليعيد تجديد زنزانتك |
| Bunun üzerinde çalışmak için orda bolca vaktin olacak. bilirsin küçük dar bir hücrede. | Open Subtitles | سيكون لديك الكثير من الوقت للتدرب على أدائك في زنزانتك الصغيرة الضيّقة. |
| hücrenize İncil dışında bir kitap daha sokabilirsiniz. | Open Subtitles | يسمح لك بكتاب واحد في زنزانتك بالأضافة إلى الإنجيل |
| Hayır, biliyorum. Ama yüzdeniz, hücrenizin büyüklüğünü belirleyecektir. | Open Subtitles | لا، أعلم لكن النسبة ستحدد حجم زنزانتك |
| "Belki onu hücrenizde istersiniz, ekselansları." | Open Subtitles | يبدو انكى تريدين ان تعودى الى زنزانتك, سموك |