| Karın hiç çok tatlı olduğun için yanaklarını sıkmak istemiyor mu? | Open Subtitles | أحاولت زوجتُك الوصول إلى هناك من قبل؟ وتقرُص خديّك، لأنّك لطيف جداً |
| Karın çok hamarat Kevin. | Open Subtitles | كيفن، يبدو أن زوجتُك تفعل الكثير لنفسها |
| Senin orospu Karının sütünü bile içirmiş. | Open Subtitles | ولقد جعلهم يشربون من حليب زوجتُك العاهرة |
| Karının çocuğunu yıkadığı küvetin sevgilin tarafından temizlenmesi kötü mü geldi? | Open Subtitles | لديك مشكلةٌ مع صديقك الذي ينظفُ القذارة من حوض الحمام الذي تغسلُ فيه زوجتُك طفلُك؟ |
| Arkadaşı var mı bilmiyorsun, gün boyu ne yaptığını bilmiyorsun... ve Eşinin kan grubunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | لا تعلم إن كان لديها أصدقاء، ولا تعلم مالذي تفعلهُ هي طوال اليوم.. ولا تعلمُ فصيلة دم زوجتُك |
| Başta eşinizin olduğunu sanmıştım, şimdi eski Eşiniz olmuş gerçi. | Open Subtitles | وحسبتهُ زوجتُك الّتي وكما علمتُ الآن إنّها زوجتُكَ السابقة |
| Sana büyük ihtimalle onunla görüşmemeni tercih eden birinden daha bahsedeyim, eşin. | Open Subtitles | وسأخبرك بشخص آخر لا يُحبّذُ رؤيتك لها وهى زوجتُك إنس الأمر يا إيدي |
| Karın sana ulaştı mı? | Open Subtitles | هل قامت زوجتُك بالتواصُل معَك؟ |
| Karın aradı. | Open Subtitles | لقد اتصَلَت زوجتُك |
| - Ama Karın da ölmüş olurdu. | Open Subtitles | لكن لَكانت زوجتُك ميتة كذلك. |
| - Sakin ol Marty. Karın Mimi geliyor. | Open Subtitles | مارتي) إهدأ لقد رأيتهم) ويمكنني أن أرى قدوم (ميمي) زوجتُك |
| Karın onu aldattığını düşünüyor. | Open Subtitles | زوجتُك تعتقِدُ بأنّك تخونُها |
| Karın öldü. | Open Subtitles | لقد ماتت زوجتُك |
| Karının, GZK'yle ilgisi çıkarsa bunu açıklayıp adımı da bu işe karıştırmayacaksın. | Open Subtitles | أولا، لو إتضَح أن زوجتُك لها علاقَة بأجراس الفِضّة، عليَك أن تُبرأني وأن تُبقي إسمي خارجًا. |
| Karının, seninle ilgili gerçeği öğrenmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريدُ أن تعرف زوجتُك الحقيقة عنك |
| Eşinin ve ufaklıkların hoşuna gideceğine eminim. | Open Subtitles | والآن، لديكم وطن. متأكد أن هذه ستريح زوجتُك.. وأمور أخرى. |
| Eşinin ve annenin araları nasıldı? | Open Subtitles | وكيف كانت الأحوال بين زوجتُك وأمّك؟ |
| Demek Eşinin burada hiç arkadaşı yok. | Open Subtitles | لذا، زوجتُك ليس لديها أصدقاءٌ هنا |
| Eşiniz öleli beş yıl olmuşken üstelik. | Open Subtitles | بعد خمس سنين من موت زوجتُك. |
| Eşiniz Muhteşem Amy mi? | Open Subtitles | زوجتُك هي المذهلة (إيمي)؟ |
| O zaman, eşin her ne yaptıysa bunun seni şaşırtmaması gerek. | Open Subtitles | ... حسناً، إذن، مهما كان الذي فعلتهُ زوجتُك فليس على ذلك أن يُفاجِئك |
| Karınızım ben. | Open Subtitles | أنا زوجتُك |