"زوجتُه" - Translation from Arabic to Turkish

• karısını
• karısıyım

...karısını ve bir uşağını öldürdü ve kendini astı.
قَتلَ زوجتُه و خادمتة وشَنقَ نفسه في غرفةِ نومه.

Eğer onunla tanışmış olsam karısını bu kadar bezdirmezdim!
إذا أَنا على إجتِماع معاة لن أَستطيعُ مُضَايَقَة زوجتُه

İlk karısını pencere bandıyla boğmuş ve seyyar diskoyu icat etmiş.
خَنقَ زوجتُه الأولى بسلك مانع مسحوب. وإخترعَ الديسكو النقَّالَ.

Hayır sorun yok. Ben onun karısıyım.
لا بأس،أَنا زوجتُه.

Ben onun karısıyım,
أَنا زوجتُه.

O.Çocuğu karısını öldürdü ve bunu bir kazaymış gibi gösterdi.
قَتلَ إبن العاهرةُ زوجتُه وهو حاولَ جَعْل الأمور تبدو وكأنَّ حادثَ.

Tamam ama hâlâ daha karısını ona geri veremem.
نعَم، حسنًا، لا زلت لا يُمكنني أن أُعطيه زوجتُه.

New Yorklu bir iş adamı, iyi geceler demek için karısını arar, dışarı çıkar, bir fahişe ayarlar, ve onu seks için buraya getirir.
يَدْعو الرجلُ زوجتُه للقَول ليلة سعيدة، يَذْهبُ خارج، إجتماعات a chippy، يَجْلبُها هنا للجنسِ.

Duruşmalarda, Bay Rose'un epey güçlü düşmanları olduğunu kendisini kolaylıkla uyuşturup yaralayabileceklerini karısını öldürüp Bay Rose'un kanını üzerine sürebileceklerini iddia ettiğimde Savcılık ve medya bu teoriye başka bir taraflarıyla gülmüşlerdi.
هَلْ بسهولة كان يُمكنُ أنْ يُخدّرَ والسّيد المجروح روز، قَتلَ زوجتُه وبعد ذلك زَرعتْ السّيدَ دمّ روز على زوجتِه، والإدّعاء، أجهزة الإعلام،

Bir adam karısını hayal kırıklığına uğratıp, onu kaybettiğinde bazen kendini de kaybedebilir.
تَعْرفُ، عندما a رجل يَتْركُ زوجتُه أسفل، يَفْقدُها...

Dedektif Blackstone karısını dövdü.
‬ المُحقق ‫(‬بلاكستون‫)‬ قام بضَرب زوجتُه‫.

- karısını.
ماذا؟ ‫ -‬ زوجتُه‫.

karısını.
زوجتُه?

Ben onun karısıyım.
أَنا زوجتُه.

Ben karısıyım.
أَنا زوجتُه!