| Benim oğlanlardan biri bir küçük kano, bir olta takımı ödenekten bir onluk, iki yatak ve bir havalı tüfek çalıp kaçmış. | Open Subtitles | يبدو أن أحد فتياني قد سرق زورقاً صغيراً وبعض أدوات صيد السمك، وعشرة أرطال من معدات متفرقة وفراشين ملفوفين وبندقية هوائية. واختفى. |
| kano gezisine katılmadığımızı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | فى منزل القوارب، أخذنا زورقاً و أبحرنا... |
| Bir iki viskiden sonra el aletleriyle tekne yapmaya çalış bakalım. | Open Subtitles | حقاً؟ حاولي أن تبني زورقاً بأدوات يدويه بعد أن تتلقي أكثر من كدمه من المطرقه |
| Ben buraya bir tekne almaya geldim. Korsan olmaya değil. | Open Subtitles | أنا هُنا من أحل شراء زورقاً أم بشأن مركبتكَ، فأحتفظُ بها لقرصاناً ليس أنا. |
| Belki anakaraya dönebileceğimiz bir sandal vardır. | Open Subtitles | ربما يكون هناك زورقاً يمكننا أن نعود على متنه للبر الرئيس |
| Gün daha bitmedi. Bir sandal ödünç alabiliriz. | Open Subtitles | لم ينته النهار سوف نستعير زورقاً |
| Gece Nöbeti'nden birini arabasına kayık bağlanmış biçimde görmek tuhaf. | Open Subtitles | من الصعب رؤية أحد أعضاء "المراقبة الليلة" يربط زورقاً بسيارته |
| Bence IKEA'ya gitmeli ve bir kano almalısınız. | Open Subtitles | أتعلم، أرى أن تذهب لشركة (أيكيا) السويدية و تشتري زورقاً |
| Sana bir kano yapayım. | Open Subtitles | دعني أصنع لك زورقاً. |
| Hiç olmazsa bodrumunda tekne yapmıyorsun. | Open Subtitles | على الأقل لا تبني زورقاً في سردابك |
| Gerçekten, ne tekne ne bot yok. | Open Subtitles | قارباً ولا زورقاً لا شيء، حقاً |
| Bu tekne değil, gemi. | Open Subtitles | ليس زورقاً, إنه سفينة |
| tekne yapıyorum. | Open Subtitles | بنيت زورقاً |
| Sam, buradan bir kayık almış. | Open Subtitles | سام" ، لقد سُرق زورقاً من هنا" |