Soman gazı ile yapılmış bir patlayıcı her bir girişin havalandırma millerine kuruldu. | Open Subtitles | عبوات ناسفة مزودة بغاز الـ"زومان تم زرعها في فتحات التهوية في كل مدخل |
Soman gazı en yüksek öldürme oranına sahip olanıdır. | Open Subtitles | و غاز الـ"زومان" هو غاز أعصاب حاصل على أعلى معدل وفيات |
Soman gazını kilogram başına 2000 miligram kullandığımızda küçücük bir miktarı, çok fazla canlıyı öldürebilir. | Open Subtitles | LD50" بما أن غاز الـ(زومان) بتركيبة يعادل 2000 ميليغرام لكل واحد كيلوغرام |
Bak, bu konağın sahibi Gaddiel Zoman adında bir adam doğu bölgesindeki Ermeni suç örgütlerinin lideri. | Open Subtitles | إنظري، مالك هذا البيت شخصٌ يدعى (غاديل زومان) رئيس نقابة الساحل الشرقي في (أمريكا) للإجرام |
Zoman'ın evindeyim. | Open Subtitles | "في عزبة (زومان). أكلمك لاحقاً." |
Pakistan ulusal kanalında, Pakistan'ın şu anki lideri Umair Zaman konuşuyor. | Open Subtitles | هذا رد زومان, قائد باكستان من دقائق على تلفزيون باكستان الوطني |
Eğer kızları arkada bırakırsak ve Zaman onları kurtarmaya gelirse haber tüm televizyonlarda dolaşır ve bir anda kahraman oluverir. | Open Subtitles | اذا تركنا الفتيات خلفنا و اتى زومان وانقذهم سيتفاخر بهم على التلفاز ويصبح بطلا كبيرا |
Onikinci Sığınak Bölgesi'ndeki depodan dört silindir Soman gazı kayboldu. | Open Subtitles | (أربعة اسطوانات تحتوي على غاز الـ(زومان المخزنة في القبو "12" إختفت |
Güney Kore'de bulundurdukları adam sayısına bakarsak kaybolan Soman gazıyla ilgili bir şeyler planladıklarına şüphe yok. | Open Subtitles | و نطاق أعمالهم ليس هنالك شك بأن غاز الـ(زومان) الذي إختفى له علاقة بخططهم |
Soman gazı silindirleri merkezi havalandırmaya yerleştirildi. | Open Subtitles | ولقد تم وضع أسطوانات غاز الـ(زومان) في نظام التهوية المركزي |
Rehinelerin yakınına kurduklarını söyleseler de Soman gazının düşük etki süresini göz önüne alırsak verimliliği artırmak için havalandırma odasına ya da hava temizleyicilere kurmuş olmaları ihtimali yüksek. | Open Subtitles | حتى إذا قالوا بأنه عند الرهائن بالنظر إلى التحمل الضعيف لغاز الـ"زومان هنالك فرصة كبيرة بأنهم قاموا بتثبيته في غرفة التهوية أو في منقي الهواء لدعم فعاليته |
Soman* gazı efendim. (*Zehirli kimyasal madde) | Open Subtitles | إنها تركيبة غاز الـ(زومان) يا سيدي |
Evet, son zamanlarda yaptığımız operasyonları bilen birisi efendim. Zoman operasyonunu ertelemenizi tavsiye ediyorum. | Open Subtitles | -أنا أُفضل بشدة أن نأُخر عملية (زومان ) |
Bay Zoman, merhaba. Bria sizi görmek istiyor. | Open Subtitles | سيد (زومان)، مرحباً (بريا)، طلبت رؤيتك |
Bay Zoman! | Open Subtitles | سيد (زومان)! |
Zaman'ın kazanmasına izin veremeyiz. Kızları helikoptere bindirin. | Open Subtitles | لا يمكننا ان نعطي زومان الانتصار ضع الفتيات على الهليكوبتر |
Zaman'ın askerleri kıtalararası nükleer bir füze fırlatma girişiminde bulundu. | Open Subtitles | في منطقة عسكرية للاسلحة قوات زومان تعتزم اطلاق صاروخ باليستي عابر للقارات |
Sayın Başkan, Zaman'ın füzeleri başarılı bir şekilde fırtabilme ihtimalini biliyor muyuz? | Open Subtitles | سيد الرئيس, نحن لا نعلم زومان قادر على اطلاق اي من هذه الصواريخ ان تنفجر في يديه? |
Birkaç gün önce Talbot, Umair Zaman'ın psikiyatri kayıtlarının 3 sayfasını yollamıştı. | Open Subtitles | منذ عدة ايام استطاع تابلبوت ارسال 3 صفحات لنا بالفاكس بشأن تقرير عن عن حالة زومان الصحية النفية |