| Kendi yalnızlığımı kabul edeceğim ve hiçliğimin daha karanlık yerine gideceğim. | Open Subtitles | سأتقبل وحدتي فحسب و سأتوغل في مكان أكثر ظلمةً من العدم |
| Artık eşitlikçi birisi olduğuma göre Dan'i de seçsen kabul edeceğim ve bunun tek nedeni Gossip Girl'deki ankette önde olması değil. | Open Subtitles | سأتقبل ذلك حتى لو اخترتِ دان وليس لأنه المتقدم في استطلاع فتاة النميمة |
| Eğer beni masa başı görevine tahsis etmek için uygun görüyorsanız, kabul edeceğim | Open Subtitles | إذا رايتِ أنهُ مِنَ المُناسِب مُغادرة المكتب، سأتقبل ذلك! |
| "Adı Jan, ve onun hakkında çok fazla şey bilmiyorum fakat senin için onun burada bulunma hakkını kabul ediyorum Bess." | Open Subtitles | إسمه يان ولا أعرف الكثير عنه لكني سأتقبل وجوده |
| İltifat olarak kabul ediyorum. | Open Subtitles | سأتقبل ذلك كإطراء |
| Tatlım, kenarlarından tut. Bunu kabulleneceğim. Yani, bu benim suçum. | Open Subtitles | عزيزتى، انتبهى لحواف الصور اعنى، سأتقبل الأمر فهى غلطتى |
| Hatta Sam'i olduğu gibi kabulleneceğim. | Open Subtitles | و سأتقبل (سام) على حاله هذا |
| Cezamı kabul edeceğim. | Open Subtitles | .. سأتقبل عقابي |
| Dizüstü bilgisayarı kabul edeceğim. | Open Subtitles | سأتقبل اللاب توب. |
| - Bunu "evet" kabul ediyorum. | Open Subtitles | سأتقبل هذا الرد كنعم |
| Hayır, 1 haftalık cezayı kabul ediyorum. | Open Subtitles | لا , سأتقبل عقاب الأسبوع |
| Bunu bir itiraf olarak kabul ediyorum. | Open Subtitles | سأتقبل هذا كإجابة اذا. |